Ülkemizin coğrafyası, sunduğu muhteşem manzaralar ve doğal güzelliklerle doludur. Bu manzaraların en görkemli ve en yüksek noktası ise hiç şüphesiz Ağrı Dağı'dır. Efsanelere konu olan, sınırlarımızın doğusunda heybetiyle yükselen bu dağ, yalnızca bir rakamdan çok daha fazlasını ifade eder.
Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın zirvesi deniz seviyesinden 5.137 metre yüksekliktedir. Bu ölçü, onu sadece Türkiye'nin değil, tüm Avrupa kıtasının da en yüksek noktalarından biri yapar (Elbrus Dağı'ndan sonra). Dağ, volkanik bir stratovolkandır ve zirvesi yılın büyük bölümü kalıcı kar ve buzullarla kaplıdır.
Ağrı Dağı, insanlık tarihi boyunca sayısız efsaneye ev sahipliği yapmıştır. En bilineni, Nuh'un Gemisi'nin tufandan sonra bu dağa oturduğuna dair inanıştır. Bu nedenle dağ, birçok din ve kültür için kutsal bir önem taşır. Aynı zamanda, zirvesine ilk tırmanışın 1829 yılında Prof. Friedrich Parrot tarafından gerçekleştirildiği kayıtlara geçmiştir.
Günümüzde Ağrı Dağı, dünyanın dört bir yanından gelen deneyimli dağcılar için önemli bir hedeftir. Tırmanış için izin alınması gerekmekte ve genellikle Haziran-Eylül ayları arasında, uygun teknik ekipman ve rehber eşliğinde gerçekleştirilmektedir. Dağın etekleri ise doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için muhteşem fırsatlar sunar.
Türkiye'nin en yüksek dağı, 5.137 metrelik zirvesiyle Ağrı Dağı'dır. Bu rakam, onun sadece fiziksel yüksekliğini gösterir. Oysa Ağrı Dağı, aynı zamanda tarihi, efsaneleri, doğal güzelliği ve heybetiyle ülkemizin sembolik "çatısı"dır. Keşfetmek isteyenler için hem büyük bir meydan okuma, hem de unutulmaz bir deneyim vaat eder.