Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, aynı zamanda sayısız gölüyle de adeta bir su cennetidir. Coğrafi konumu, iklim çeşitliliği ve jeolojik yapısı sayesinde oluşan bu göller, hem ekolojik denge hem de kültürel miras açısından büyük öneme sahiptir. Ülkemizde doğal ve baraj gölü olmak üzere 300'den fazla göl bulunur. Bu yazıda, Türkiye'nin en önemli göllerini ve onları özel kılan özelliklerini keşfedeceğiz.
Türkiye'deki göller, oluşum şekillerine göre çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik, her göle kendine has bir karakter kazandırır.
Türkiye'nin en büyük, dünyanın ise en büyük sodalı gölüdür. Kapalı bir havzada yer alan gölün suyu yüksek oranda sodyum karbonat (soda) içerdiği için tuzlu ve sodalıdır. Bu özelliği, dünyada ender görülen İnci Kefali balığının burada yaşamasını sağlamıştır. Aynı zamanda dünyanın en büyük mikrodalga fayı olan Van Gölü Fayı üzerinde yer alır. Üzerinde dört ada bulunur: Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş Adası.
Türkiye'nin ikinci büyük, ancak en sığ gölüdür. Yaz aylarında buharlaşmanın etkisiyle büyük ölçüde kuruyan göl, yüzeyinde oluşan beyaz tuz tabakasıyla adeta bir çöl manzarası sunar. Ülkemizin tuz ihtiyacının önemli bir kısmı buradan karşılanır. Flamingolar başta olmak üzere birçok kuş türü için önemli bir beslenme ve konaklama alanıdır.
Bandırma yakınlarında yer alan göl, 266'dan fazla kuş türüne ev sahipliği yapar. 1959 yılında Milli Park ilan edilmiş olan Manyas Kuş Cenneti, göçmen kuşlar için hayati öneme sahip bir durak noktasıdır. Göl, aynı zamanda önemli bir balıkçılık alanıdır.
Türkiye'nin dördüncü büyük ve ikinci büyük tatlı su gölüdür. Isparta il sınırları içinde yer alan göl, turkuaz rengi ve temiz suyuyla dikkat çeker. İçme suyu temini, sulama ve turizm amaçlı kullanılır. Üzerinde Yeşilada ve Canada adaları bulunur.
Son yıllarda turizm potansiyeliyle öne çıkan Salda Gölü, beyaz kumsalı ve turkuaz rengiyle ünlüdür. Bu beyazlık, göl çevresindeki hidromanyezit mineralinden kaynaklanır. Suyu yüksek alkali özellikte olan göl, jeolojik yapısı nedeniyle NASA tarafından da araştırma konusu olmuştur. Hassas bir ekosisteme sahip olduğu için koruma altındadır.
Ne yazık ki birçok gölümüz, insan faaliyetleri ve iklim değişikliği nedeniyle tehdit altındadır.
Beyşehir, Akşehir, Eber, Meke ve Avlan gölleri bu tehditlerden ciddi şekilde etkilenen ve küçülme/ kuruma riskiyle karşı karşıya olan göllerimizden sadece birkaçıdır.
Türkiye'nin gölleri, sadece birer su kütlesi değil; binlerce canlı türüne ev sahipliği yapan, iklimi düzenleyen, tarımı ve yerleşimi besleyen, aynı zamanda bize huzur veren doğal hazinelerimizdir. Bu mavi mücevherleri tanımak, onların değerini anlamak ve korumak için atılacak ilk adımdır. Gelecek nesillere bu eşsiz mirası aktarabilmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.