Khaled Hosseini'nin 2003 yılında yayımlanan ve dünya çapında büyük yankı uyandıran ilk romanı Uçurtma Avcısı, sadece bir hikaye anlatmıyor; okuyucuyu Afganistan'ın son 30 yılına, dostluk ve ihanetin sarmalına, ve en önemlisi, vicdanın sesini dinleme cesaretine doğru sürüklüyor. İşte bu unutulmaz romanın derinlemesine bir özeti ve temel çıkarımları.
Roman, iki çocuk olan Emir ile Hasan arasındaki karmaşık ilişki etrafında şekillenir. Emir, varlıklı bir Peştun tüccarın oğludur. Hasan ise, Emir'in babasının hizmetçisinin oğlu ve aynı zamanda bir Hazara'dır. Sosyal statü ve etnik köken farkına rağmen, ikisi aynı çatı altında büyümüş, adeta kardeş gibidir. Uçurtma yarışmaları ve Hasan'ın "Uçurtma avcısı" olarak gösterdiği maharet, çocukluklarının en saf anılarıdır.
Ancak, bir kış günü kazanılan bir uçurtma yarışından sonra yaşananlar, her şeyi değiştirir. Hasan, galibiyetin nişanesi olan uçurtmayı getirmek için koşar, ancak sokakta sadist bir çocuk olan Assef ve arkadaşları tarafından tuzağa düşürülür. Emir, olanları uzaktan izler ama müdahale etmeye cesaret edemez. Daha da kötüsü, bu utanç verici sırrı saklamak için Hasan'ı suçlar ve onun evden gitmesine neden olur. Bu an, Emir'in tüm hayatını şekillendiren bir vicdan azabı kaynağı olur.
Hikaye, kişisel trajediyi, ülkenin trajedisiyle iç içe geçirir. Sovyet işgali, Emir ve babasının Amerika'ya kaçmasına neden olur. Yıllar sonra, yetişkin bir yazar olan Emir, Afganistan'dan bir telefon alır. Bu telefon, onu geri dönmeye ve geçmişle yüzleşmeye zorlar. Taliban'ın acımasız rejimi altındaki Kabil'de, Hasan'ın oğlu Sohrab'ı kurtarmak için bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk, aynı zamanda bir kefaret yolculuğudur.
Uçurtma Avcısı, okuyucuyu derinden sarsan ve üzerinde uzun süre düşündüren bir roman. Hosseini, insan ruhunun karanlık ve aydınlık yanlarını, unutulmaz karakterler ve sembollerle resmediyor. "Sana yalnızca bir kez daha koşabilirdim. O da şimdi." gibi diyaloglar, edebi hafızalara kazınmıştır. Kitap, nihayetinde, geçmişin hatalarından kaçmanın imkansız olduğunu, ancak onlarla yüzleşerek ve bedel ödeyerek bir tür iç huzura ve kurtuluşa erişilebileceğini gösterir.
Eğer dostluk, ihanet, baba-oğul ilişkileri, vicdan muhasebesi ve tarihin sıradan insanların hayatını nasıl şekillendirdiğine dair güçlü, dokunaklı ve sürükleyici bir hikaye arıyorsanız, Uçurtma Avcısı tam size göre. Sadece bir kitap değil, bir duygu yolculuğu vaat ediyor.