Anadolu'nun kadim ve zarif sakinlerinden biri olan Van kedisi, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da ilgisini çeken eşsiz bir kedi ırkı. Beyaz, ipeksi kürkü ve büyüleyici göz renkleriyle adeta bir doğa harikası olan bu kedileri daha yakından tanıyalım.
Van kedileri, diğer ırklardan net bir şekilde ayrılan belirgin özelliklere sahiptir.
Van kedilerini dünyada bu kadar özel kılan en önemli özellik, efsanevi göz renkleridir. Üç farklı kombinasyon görülebilir ve her biri ayrı bir güzellik taşır.
En meşhur ve en yaygın bilinen özelliktir. Bir gözü kehribar (sarı/altın rengi), diğer gözü ise mavi olur. Bu duruma "heterokromi" denir ve Van kedisi popülasyonunun büyük bir kısmında görülür. Her iki göz de canlı ve parlaktır.
Her iki gözü de kehribar renginden, açık sarıdan koyu altın rengine kadar değişen tonlarda olabilir. Bu renk, kedinin yüz ifadesine sıcak ve derin bir bakış katar.
Nadir görülen bir kombinasyondur. Her iki gözü de berrak, çivit mavisi veya lacivert tonlarındadır. Bu kediler özellikle çok dikkat çekicidir.
Önemli Not: Van kedisi yavruları doğduklarında gözleri grimsi-mavidir. Kalıcı göz rengi 25-40 günlükken oturmaya başlar ve 3-4 aylıkken netleşir. Tek göz (heterokromi) özelliği genetik bir durumdur ve herhangi bir görme problemine neden olmaz.
Van kedisi, ismini Doğu Anadolu'daki Van şehrinden alır. Binlerce yıldır bölgede yaşadığı düşünülmektedir. 1950'li yıllardan itibaren Avrupalı gezginler tarafından keşfedilip dünyaya tanıtılmıştır. Türkiye'de, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde bu ırkı korumak ve saf ırkı devam ettirmek amacıyla bir Van Kedisi Araştırma Merkezi bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Van kedisi sadece fiziksel güzelliğiyle değil, suya olan ilgisi, zeki ve sevecen karakteriyle de özel bir yere sahiptir. Onları sahiplenirken, bu aktif ırkın ihtiyaçlarını karşılayacak bir ortam sunmak ve saf ırkın devamı için sorumlu yetiştiricilik ilkelerine saygı göstermek büyük önem taşır.