Merhaba arkadaşlar! Bu ders notumuzda, İngilizcede zorunluluk yani bir şeyi yapmak zorunda olduğumuzu nasıl ifade edeceğimizi öğreneceğiz. Bu konu, günlük hayatta çok sık kullandığımız önemli bir konudur. Hadi başlayalım! ✨
Zorunluluk, bir şeyi yapma mecburiyetinde olmaktır. Örneğin, "Okula gitmeliyim" veya "Ödevimi yapmalıyım" cümlelerinde olduğu gibi. İngilizcede bunu söylemek için başlıca iki yardımcı fiil kullanırız: must ve have to.
"Must", konuşmacının kendi hissettiği bir zorunluluk veya çok güçlü bir gereklilik için kullanılır. Türkçedeki "-meli, -malı" ekine benzer.
Özne + must + fiilin yalın hali
Özne + must not (mustn't) + fiilin yalın hali
"Mustn't" çok güçlü bir yasaklama ifade eder. "Yapmak yasaktır, kesinlikle yapmamalısın" anlamındadır.
"Have to", dışarıdan gelen bir kural, kanun veya başkasının belirlediği bir zorunluluk için kullanılır. Türkçedeki "zorunda olmak" ifadesine benzer.
Özne + have to / has to + fiilin yalın hali
Not: "He, She, It" ile has to kullanırız.
Özne + don't/doesn't have to + fiilin yalın hali
Bu yapı zorunluluğun olmadığı yani "gerek yok, zorunda değil" anlamını verir. Bir yasak değil, serbestlik ifade eder.
Ahmet: Hurry up, Ayşe! We must catch the bus! (Acele et, Ayşe! Otobüsü yakalamalıyız!)
Ayşe: Oh, you're right. And I have to be at home by 6 o'clock. (Ah, haklısın. Ve saat 6'ya kadar evde olmak zorundayım.)
Ahmet: Don't worry, you don't have to cook dinner. Your mom said she will. (Endişelenme, akşam yemeği pişirmek zorunda değilsin. Annen o yapacak dedi.)
Harika iş çıkardın! 🎉 Artık İngilizcede zorunlulukları nasıl ifade edeceğini biliyorsun. Konuyu iyice pekiştirmek için bol bol pratik yapmayı unutma. Bir sonraki ders notunda görüşmek üzere! 👋