1. Aşağıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
(I) Türk edebiyatında roman türü, Tanzimat Dönemi'yle birlikte ortaya çıkmıştır. (II) Bu dönemde yazarlar, genellikle toplumsal konuları işlemişlerdir. (III) Örneğin Namık Kemal'in "İntibah" adlı eseri bu dönemin ilk örneklerindendir. (IV) Tanzimat Dönemi'nde şiirlerde ise aruz ölçüsü kullanılmıştır. (V) Romanlarda ise daha çok batılı tarzda bir anlatım benimsenmiştir.
2. (I) Sanatçı, bu romanında toplumun farklı kesimlerinden karakterlere yer vermiştir. (II) Bu karakterler aracılığıyla toplumsal eleştiriler yapmaktadır. (III) Romanın kurgusu oldukça sade ve anlaşılırdır. (IV) Özellikle diyalogların doğallığı dikkat çekicidir. (V) Sanatçının bir önceki romanında ise tamamen bireysel temalar işlenmiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Ancak bu durum, romanın edebi değerini olumsuz etkilememiştir." cümlesi getirilebilir?
3. Aşağıdaki parçanın anlam bütünlüğü için hangi cümle çıkarılmalıdır?
(I) Şiirde ahenk unsurları, okurun duygusal bağ kurmasını sağlar. (II) Kafiye ve redif bu unsurların başında gelir. (III) Günümüzde serbest şiir anlayışı yaygınlaşmıştır. (IV) Ayrıca ölçü ve vurgu da şiirin müzikalitesine katkıda bulunur. (V) Tüm bu unsurlar bir arada, şiire ritim kazandırır.
4. (I) Anadolu'nun sessiz bir köyünde başlayan hikaye, giderek büyük şehre uzanan bir yolculuğa dönüşür. (II) Kahramanımızın içsel çatışmaları, mekan değiştikçe daha da derinleşir. (III) Yazar, bu çatışmaları betimlemekte oldukça başarılıdır. (IV) Romanın son bölümünde ise beklenmedik bir twist okuyucuyu şaşırtır. (V) Bu twist, hikayenin tüm seyrini değiştiren bir etki yaratır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
5. Aşağıdaki parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre hangisi getirilmelidir?
Yazar, bu öyküsünde okuyucuyu sürekli bir merak duygusu içinde tutmayı başarıyor. Her bölümün sonunda yeni bir sır ortaya çıkıyor ve _________. Bu durum, öykünün sürükleyiciliğini artırıyor.
6. (I) Edebi metinlerde dil, iletişim aracı olmanın ötesinde bir işleve sahiptir. (II) Bu metinlerde dil, estetik kaygılarla kullanılır. (III) Günlük dildeki sözcükler, edebi metinlerde farklı anlamlar kazanabilir. (IV) Bu nedenle edebi metin çözümlemesi, özel bir uzmanlık gerektirir. (V) Özellikle şiir çözümlemesi, diğer türlere göre daha fazla dikkat ister.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?
7. Aşağıdaki parçanın anlam akışını sağlamak için hangi iki cümlenin yer değiştirmesi gerekir?
(I) Türk edebiyatında modernizm, 1950'lerden sonra etkisini göstermeye başladı. (II) Bu dönemde yazarlar, geleneksel anlatım tekniklerinden uzaklaştı. (III) Bireyin iç dünyası ve bilinç akışı teknikleri ön plana çıktı. (IV) Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise daha çok toplumsal gerçekçi eserler verildi. (V) Modernist yazarlar, okuru pasif bir konumdan çıkarıp metnin oluşumuna dahil etmeyi amaçladı.
8. "Yazar, bu romanında okuyucuyu adeta bir zaman tüneline sokuyor. 1920'lerin İstanbul'undan 2020'lerin İstanbul'una uzanan bir yolculukta, kentin değişimini karakterlerin gözünden aktarıyor. _________. Bu karşılaştırma, hem kentsel dönüşümü hem de insan ilişkilerindeki değişimi çarpıcı biçimde ortaya koyuyor."
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre hangisi getirilmelidir?
9. (I) Edebiyatımızda deneme türü, özellikle Cumhuriyet Dönemi'nde gelişme göstermiştir. (II) Nurullah Ataç, bu türün en önemli temsilcilerinden biridir. (III) Denemelerinde günlük konuları samimi bir dille işlemiştir. (IV) Ataç'ın dil konusundaki görüşleri de oldukça tartışmalıdır. (V) Özellikle "öz Türkçe" anlayışı, pek çok eleştiri almıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "öznel bir yargı"ya yer verilmiştir?
10. Aşağıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi "tanım cümlesi"dir?
(I) Eleştiri, bir sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip değerlendirme işidir. (II) Eleştirmen, eseri hem kendi içinde hem de diğer eserlerle karşılaştırarak analiz eder. (III) Bu analiz sürecinde nesnel olmaya özen göstermelidir. (IV) Ancak tamamen nesnel olmak her zaman mümkün değildir. (V) Çünkü her eleştirmenin kendine özgü bir bakış açısı ve beğenisi vardır.