Atatürk dönemi dış politika esasları (Yurtta Sulh, Cihanda Sulh)

Örnek 04 / 04
Soru:

"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi, Atatürk dönemi dış politikasının temel taşıdır. Bu ilkenin uygulanması sonucunda aşağıdaki durumlardan hangisinin ortaya çıkması beklenmez?

A) Komşu devletlerle sınır anlaşmazlıklarının diplomasi yoluyla çözülmesi.
B) Uluslararası örgüt ve paktlara aktif katılım sağlanması.
C) Türkiye'nin topraklarını genişletmek amacıyla yayılmacı bir politika izlemesi.
D) Ülke sınırlarının güvenliğinin antlaşmalarla garanti altına alınması.
E) Dünya barışına katkıda bulunacak girişimlerin desteklenmesi.

Çözüm:

💡 Bu soru, ilkenin mantıksal sonuçlarını ve bu ilkeyle çelişen durumları ayırt etmemizi istiyor.

  • ➡️ İlk adım, ilkenin ruhunu anlamaktır. "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh", savunmacı, barışçıl, iş birlikçi ve istikrar odaklı bir politikayı işaret eder. Temel amaç mevcut statükoyu ve bağımsızlığı korumaktır, yeni topraklar elde etmek değildir.
  • ➡️ İkinci adım, seçenekleri bu bakış açısıyla değerlendirmektir:
    • A) Diplomasi, barışçıl politikanın en temel aracıdır. Beklenir. ✅
    • B) Uluslararası iş birlikleri, barışı kolektif olarak sağlama çabasıdır. Beklenir. ✅
    • D) Sınır güvenliğini antlaşmalarla sağlamak, barışı hukuken tesis etmektir. Beklenir. ✅
    • E) Dünya barışına katkı, ilkenin "Cihanda Sulh" kısmının doğal gereğidir. Beklenir. ✅
    • C) Yayılmacı (emperyalist) politika, başka devletlerin topraklarını ele geçirmeyi veya nüfuz alanını genişletmeyi hedefler. Bu durum, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesiyle ve Atatürk'ün "Millî sınırlarımız içinde bir milletiz" prensibiyle doğrudan çelişir.

✅ Bu ilkenin uygulanması sonucunda kesinlikle beklenmeyen ve ilkenin ruhuna aykırı olan durum, Türkiye'nin yayılmacı bir politika izlemesidir. Dolayısıyla doğru cevap C seçeneğidir.

1 2 3 4