Soru:
Hz. Musa ve İsrailoğulları Kızıldeniz'den geçip kurtulduktan sonra, Firavun ve ordusu da onları takip ederken suda boğulmuştur. Kur'an-ı Kerim, Firavun'un boğulma anında "İsrailoğullarının inandığı İlah'tan başka ilah olmadığına iman ettim. Ben de Müslümanlardanım" (Yunus Suresi, 90. ayet) dediğini bildirir. Ancak bu imanı kabul edilmemiştir. Bunun hikmetleri neler olabilir? İmanın geçerli olması için gereken şartlar bağlamında açıklayınız.
Çözüm:
💡 Bu soru, imanın kabul şartları, samimiyet ve "son nefes imanı" kavramları üzerine düşündürmektedir.
- ➡️ Adım 1: İmanın Kabul Şartlarını Hatırlama: İmanın geçerli olması için;
- Samimi olmak (ihlas),
- Özgür iradeyle inanmak (zorlama veya çaresizlik altında olmamak),
- Vakti geldiğinde inanmak (ölüm anı gelip çattığında değil) gereklidir.
- ➡️ Adım 2: Firavun'un Durumunu Analiz Etme: Firavun, bütün hayatını Allah'ı inkar ve insanları küfre zorlamakla geçirmiştir. İmanı, ancak kesin ölümle yüz yüze geldiği, kurtuluş için başka hiçbir çaresi kalmadığı anda dile getirmiştir. Bu, bir çaresizlik beyanıdır, samimi bir kabul ve teslimiyet değildir.
- ➡️ Adım 3: Ayetin Devamını Okuma: Ayetin devamında Allah şöyle buyurur: "Şimdi mi? Oysa sen önceleri isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun." (Yunus Suresi, 91. ayet). Bu ifade, geçmişteki küfrün ve isyanın, son andaki bu zoraki itirafı geçersiz kıldığını gösterir.
- ➡️ Adım 4: Hikmetleri Sıralama:
- İmanın bir şans veya son çare olmadığını, bir hayat tarzı ve tercih olduğunu öğretir.
- Allah'ın, insanın kalbindeki samimiyeti bildiğini ve aldatılamayacağını gösterir.
- Dünyada iken fırsat varken iman etmenin önemine vurgu yapar.
✅ Sonuç olarak, Firavun'un imanı kabul olmamıştır çünkü bu iman; samimi değil, zoraki, geçmişi isyan dolu ve ölümün kesinleştiği bir ana aittir. Gerçek iman, ölüm gelip çatmadan önceki özgür irade beyanıdır.