Soru:
Hindistan'da 1970'lerde uygulanan antinatalist politikalar kapsamında, erkeklere ve kadınlara gönüllü olarak sterilizasyon (kısırlaştırma) ameliyatı olmaları karşılığında para veya radyo gibi teşvikler verilmiştir. Bu yöntemin insan hakları ve kamu sağlığı açısından ortaya çıkardığı iki temel etik sorunu yazınız.
Çözüm:
💡 Nüfus kontrolü amaçlı zorlayıcı veya aşırı teşvik edici yöntemler, temel hak ve özgürlüklerle çatışabilir.
- ➡️ 1. Özerklik ve Rıza İhlali: Özellikle yoksul bireyler için sunulan maddi teşvikler, gerçek bir “gönüllü rıza” alınmasını engelleyebilir. Kişi, ekonomik zorluklar nedeniyle, sonuçlarını tam olarak anlamadığı veya gerçekten istemediği kalıcı bir tıbbi müdahaleye onay verebilir. Bu, bireyin kendi bedeni ve üreme hakları üzerindeki özerk karar verme hakkını ihlal eder.
- ➡️ 2. Sağlık Hizmetlerinde Eşitsizlik ve Kalite Sorunu: Bu tür kitlesel programlar, kamu sağlığı altyapısı üzerinde aşırı bir yük oluşturur. Ameliyatların hijyenik olmayan koşullarda ve kalifiye olmayan personel tarafından yapılması, enfeksiyon, sakatlık ve hatta ölüm riskini artırır. Ayrıca, kaynaklar bu tek yönteme kanalize edildiğinden, aile planlamasının diğer (daha az riskli) yöntemlerine erişim kısıtlanır ve sağlık hizmetlerinde eşitsizlik derinleşir.
✅ Bu nedenle, nüfus politikaları tasarlanırken, yöntemlerin etik boyutu ve bireyin özerkliği göz ardı edilmemelidir.
