Faydacılık, bir eylemin veya kararın doğruluğunun, sonuçlarının mutluluk veya fayda üretme derecesine bağlı olduğunu savunan bir etik teoridir. Yani, bir şeyin "iyi" olup olmadığına karar verirken, o şeyin ne kadar çok kişiye ne kadar fayda sağladığına bakarız.
Faydacılığın en temel ilkesi, "en yüksek sayıda insan için en yüksek mutluluğu" sağlamaktır. Bu, bir karar verirken, o kararın mümkün olduğunca çok insanın mutlu olmasını sağlayacak şekilde verilmesi gerektiği anlamına gelir.
Faydacılık teoride çok güzel görünse de, pratikte bazı zorlukları vardır. İşte bunlardan bazıları:
Faydacılığın pratik uygulamadaki zorluklarının eleştirisi, bu sorunlara dikkat çekmek ve faydacılığın kusursuz bir etik teori olmadığını göstermek anlamına gelir. Bu eleştiriler, faydacılığın daha dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yardımcı olur.
Eleştirinin amacı, faydacılığı tamamen reddetmek değil, onu daha iyi hale getirmektir. Eleştiriler sayesinde, faydacılığın potansiyel sorunlarını daha iyi anlayabilir ve bu sorunları en aza indirecek çözümler bulabiliriz.
Diyelim ki bir şehirde yeni bir hastane inşa edilecek. Hastanenin nereye inşa edileceğine karar vermek için faydacı bir yaklaşım izleyebiliriz. Hastanenin, en çok insanın kolayca ulaşabileceği bir yere inşa edilmesi, en fazla sayıda insanın faydalanmasını sağlayacaktır.
Ancak, hastanenin inşa edileceği yerdeki yaşayan birkaç ailenin evlerinden taşınması gerekebilir. Bu durumda, çoğunluğun mutluluğu için azınlığın hakları göz ardı edilmiş olur. İşte bu noktada, faydacılığın adaletsizlik sorununa dikkat çekmek önemlidir.
Faydacılık, karar verme süreçlerinde kullanışlı bir araç olabilir. Ancak, bu teorinin pratik uygulamadaki zorluklarının farkında olmak ve bu zorlukları en aza indirecek çözümler bulmak önemlidir. Aksi takdirde, faydacılık adaletsiz ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir.