Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), gençlik yıllarını Mekke'de, toplumunun en saygın kişilerinden biri olarak geçirdi. Bu dönem, onun peygamberlikten önceki hayatının çok önemli bir bölümünü oluşturur.
Peygamberimiz küçük yaşta önce annesini, sonra da dedesini kaybetti. Bunun üzerine onun bakımını amcası Ebu Talip üstlendi. Ebu Talip, yeğenini çok sevdi ve onu her zaman korudu.
Genç yaşta çalışmaya başlayan Hz. Muhammed, amcasıyla birlikte ticaret kervanlarına katıldı. Yaptığı her işte ve ticarette çok dürüst ve güvenilir davrandı. O kadar güvenilirdi ki, Mekkeliler ona "el-Emin" yani "Güvenilir Kişi" lakabını verdiler. İnsanlar onunla alışveriş yapmaktan, ona emanetlerini bırakmaktan çok memnundu.
Mekke'de bir yabancıya haksızlık yapılmıştı. Bunun üzerine, haksızlığa uğrayanların hakkını alıncaya kadar mücadele edeceklerine dair söz veren bir grup dürüst insan bir araya geldi. Bu topluluğa Hilfu'l-Fudul (Erdemliler Birliği) denildi. Henüz genç bir delikanlı olan Hz. Muhammed de bu birliğe katıldı ve sonraki yıllarda bununla hep gurur duydu. Bu olay, onun gençliğinden itibaren haksızlıklara karşı durduğunu gösterir.
Peygamberimizin dürüstlüğünü duyan zengin ve saygın bir hanımefendi olan Hz. Hatice, onu ticaret işlerini yönetmesi için işe aldı. Hz. Muhammed'in üstün ahlakını ve zekasını gören Hz. Hatice, ona evlilik teklif etti. O zamanlar 25 yaşında olan Hz. Muhammed, bu teklifi kabul etti ve Hz. Hatice ile evlendi. Bu evlilik, onun için büyük bir huzur ve destek kaynağı oldu.
Peygamberimizin gençlik yılları, onun peygamber olmadan önce bile toplumunda ne kadar saygın ve güvenilir bir insan olduğunu gösterir. Bu özellikler, ona peygamberlik görevi verildiğinde insanların ona inanmasını kolaylaştıran sebeplerden olmuştur.