Gusül, İslam dininde belirli durumlardan sonra tüm bedenin özel bir şekilde yıkanması ile yapılan hükmi temizliktir. Cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerin sona ermesi durumunda veya cenaze yıkandıktan sonra gusletmek farzdır. Guslün geçerli olması için üç temel farzın eksiksiz yerine getirilmesi gerekir.
Hanefi mezhebine göre guslün farzları üçtür. Bu farzlar, guslün sahih olmasının olmazsa olmaz şartlarıdır.
Ağzın her tarafı, suyun ulaşacağı şekilde iyice çalkalanarak yıkanmalıdır. Oruçlu olunmadığı durumlarda suyun boğaza kadar ulaştırılması tavsiye edilir.
Buruna su çekilerek burnun iç kısmı ve suyun ulaşabileceği her yeri temizlenmelidir. Bu işlem, mazmaza ile birlikte abdest alırken de yapılan sünnetlerden olup, gusülde farzdır.
Vücudun her yerinde, hiç kuru yer kalmayacak şekilde tepeden tırnağa yıkanmasıdır. Göbek içi, kulakların iç kıvrımları, kaş, sakal ve bıyık altı gibi bölgelere özellikle dikkat edilmelidir. Suyun ulaşmasını engelleyen hamur, oje, cila gibi maddeler mutlaka temizlenmelidir.
Guslün özü, bu üç farzın yerine getirilmesidir. "Ağza su almak, buruna su almak ve tüm bedeni yıkamak" şeklinde kolayca hatırlanabilir. Bu farzlar yerine getirildiğinde gusül geçerli olur. Bunların yanında guslün sünnetlerine (abdest alarak başlamak, bedeni ovalamak, ayakları en son yıkamak gibi) riayet edilmesi ise ibadetin sevabını artırır.
Gusül abdesti, maddi temizliğin yanı sıra manevi bir arınma ve yeniden ibadete hazır olma halidir. Farzlarının bilinçli ve eksiksiz yerine getirilmesi, bu önemli ibadetin sahih olmasının temel şartıdır.