Kimya, maddelerin yapısını, özelliklerini, birbirleriyle etkileşimlerini ve bu etkileşimler sırasındaki enerji değişimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu kadar geniş bir alanı daha kolay inceleyebilmek için kimya, kendi içinde alt dallara ayrılmıştır.
Bu dal, maddelerin içeriğini belirlemek ve ne kadar bulunduğunu ölçmek ile ilgilenir. Yani bir maddenin içinde hangi element veya bileşiklerin olduğunu ve bunların miktarlarını analiz eder.
Örnek: Bir içme suyunun içerdiği mineral miktarlarını ölçmek, bir kan örneğindeki şeker miktarını tespit etmek analitik kimyanın konusudur.
Organik kimya, temel olarak karbon (C) elementini içeren bileşikleri inceler. Karbon, canlıların yapısında bolca bulunduğu için bu ismi almıştır. Ancak organik bileşikler sadece canlılarda değil, plastik, benzin, ilaç gibi birçok yapay üründe de bulunur.
Örnek: Petrolün işlenmesi, yeni bir ilaç veya plastik türü geliştirilmesi organik kimyanın alanına girer.
Organik kimyanın tersine, karbon elementi içermeyen tüm bileşikleri ve elementleri inceler. Metaller, mineraller ve asitler gibi maddeler bu dalın konusudur.
Örnek: Bir metalin paslanması, çimento üretimi, gübre yapımı inorganik kimyanın ilgi alanıdır.
Bu dal, kimya ile fiziği birleştirir. Kimyasal reaksiyonların hızını, enerji değişimlerini ve maddelerin fiziksel özellikleriyle kimyasal yapıları arasındaki ilişkiyi araştırır.
Örnek: Bir pilin nasıl elektrik ürettiği, bir reaksiyonun ne kadar hızlı gerçekleştiği fizikokimyanın konusudur.
Biyokimya, canlı organizmaların kimyasını inceler. Hücrelerde gerçekleşen tüm kimyasal süreçler (metabolizma) bu dalın kapsamındadır.
Örnek: Vücudumuzda besinlerin nasıl enerjiye dönüştüğü, DNA'nın kimyasal yapısı, enzimlerin çalışma mekanizması biyokimyanın alanına girer.
Bu alt disiplinler birbirinden kesin çizgilerle ayrılmaz; genellikle iç içe geçmişlerdir ve bir konuyu anlamak için birden fazlasına ihtiyaç duyulabilir.