Psikoloji ve biyolojide sıklıkla karıştırılan iki önemli kavram olan alışma (habituation) ve duyarsızlaşma (desensitization) aslında farklı süreçleri ifade eder. Her ikisi de bir uyarana verilen tepkinin azalmasıyla ilgili olsa da, mekanizmaları ve sonuçları bakımından birbirlerinden ayrılırlar.
Alışma, basit bir öğrenme şeklidir. Bir organizmanın, zararsız ve sürekli tekrarlanan bir uyarana verdiği doğal tepkinin zamanla azalması veya tamamen kaybolmasıdır. Bu süreç, dikkat kaynaklarını daha önemli uyaranlara yönlendirmek için enerji tasarrufu sağlar.
Örnek: 🏙️ Şehir merkezinde yeni taşınan birinin, gece boyunca süren trafik gürültüsüne ilk başta uyuyamaması, ancak bir süre sonra bu sese alışarak rahatça uyuyabilmesi.
Duyarsızlaşma ise daha çok korku, kaygı veya fobi gibi olumsuz duygusal tepkilere neden olan uyaranlara karşı, sistematik ve kontrollü bir şekilde maruz bırakılarak bu tepkilerin azaltılması sürecidir. Bu, genellikle terapötik (tedavi edici) bir amaçla kullanılan öğrenilmiş bir süreçtir.
Örnek: 🕷️ Örümcek fobisi olan birinin, terapide ilk önce örümcek fotoğraflarına bakması, sonra bir akvaryumun içindeki örümceği izlemesi ve en sonunda ona dokunabilmesi bir duyarsızlaşma sürecidir.
💡 Kritik Not: Alışma, "sıradan bir sese artık tepki vermemek" iken; duyarsızlaşma, "korktuğun bir şeye kontrollü bir şekilde alıştırılarak artık ondan korkmamak"tır.