İngilizce öğrenen herkesin karşısına çıkan temel kelimelerden biri olan "always", Türkçede "her zaman" anlamına gelir. Ancak bu basit çevirinin ötesinde, dildeki kullanımı, tonlaması ve cümle içindeki yeri önemli incelikler barındırır. Bu yazıda, "always" kelimesinin anlamını, kullanım alanlarını ve pratik örneklerini inceleyeceğiz.
"Always", bir sıklık zarfıdır (adverb of frequency). Eylemlerin ne sıklıkla yapıldığını ifade etmek için kullanılır ve sıklık skalasının en üst noktasında yer alır; yani %100'lük bir sürekliliği ifade eder.
Genel kural olarak, "always" esas fiilden önce, "be" fiilinden sonra gelir.
Alışkanlıkları ve rutinleri anlatırken "always" sıklıkla Simple Present Tense ile kullanılır.
I always check my emails before starting work. (İşe başlamadan önce her zaman e-postalarımı kontrol ederim.)
Present Continuous Tense ile kullanıldığında, genellikle olumsuz bir davranışa veya sürekli tekrarlanan bir eyleme dikkat çeker ve bazen sitem içerir.
You are always leaving your socks on the floor! (Her zaman çoraplarını yerde bırakıyorsun!)
"Always", sıklık zarfları arasında en yüksek frekansı belirtir. Diğerleriyle sıralaması şöyledir:
"Always", İngilizcede sıklık ifade etmenin en güçlü yoludur. Hem olumlu kalıcılığı hem de (özellikle continuous tense ile) tekrarlanan ve rahatsız edici davranışları vurgulamak için kullanılabilir. Doğru yerde ve doğru zamanda kullanıldığında, ifadelerinize kesinlik ve duygusal derinlik katar. Dil öğrenme sürecinizde, bu kelimeyi farklı zaman kipleriyle deneyerek kullanımını pekiştirebilirsiniz.
Unutmayın: "Practice does not always make perfect, but it always makes better." (Pratik her zaman mükemmel yapmaz, ama her zaman daha iyi yapar.)