Karadeniz'in batı kıyılarında, doğal bir liman olarak konumlanan Amasra, tarih boyunca stratejik öneme sahip bir yerleşim yeri olmuştur. Bizans döneminden itibaren önemli bir ticaret merkezi olan şehir, 13. yüzyıldan itibaren Ceneviz Cumhuriyeti'nin kontrolüne geçmişti. Cenevizliler, bu küçük ama önemli liman kentini Karadeniz ticaretindeki hakimiyetlerinin kilit noktalarından biri haline getirmişlerdi.
İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu'nun güvenliği ve ticari çıkarları için Karadeniz'de tam hakimiyet kurmayı hedeflemişti. Bu bağlamda, Ceneviz kolonilerinin ele geçirilmesi öncelikli hedefler arasındaydı. Amasra, bu koloniler içinde hem coğrafi konumu hem de askeri önemi nedeniyle kritik bir değere sahipti.
1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet, Amasra üzerine sefer düzenlemeye karar verdi. Ordusunun başında Anadolu'ya geçen padişah, önce Sinop'u Osmanlı topraklarına kattı. Ardından Amasra üzerine yürüdü. Kentin güçlü surlarla korunuyor olması ve denizden gelecek destek ihtimali, fetih harekatını zorlaştırabilecek faktörlerdi.
Amasra'nın fethi ilginç bir şekilde kan dökülmeden gerçekleşti. Fatih'in ordusu şehre yaklaştığında, Amasra halkı ve Ceneviz yöneticileri direnmenin anlamsız olduğunu anladılar. Osmanlı donanmasının da denizden gelişiyle kuşatma tamamlandı. Sonuç olarak Amasra halkı, can ve mal güvenliklerinin korunması karşılığında şehri teslim etmeyi kabul etti.
Amasra'nın fethi, Osmanlı İmparatorluğu için önemli stratejik kazanımlar sağladı:
Fetih sonrasında Amasra, Osmanlı idari sistemine entegre edildi. Şehirde camiler, hamamlar ve diğer Osmanlı eserleri inşa edildi. Ceneviz döneminden kalan tarihi yapılar korundu ve şehir, Osmanlı kültürü ile harmanlandı. Amasra, Osmanlı döneminde de önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak varlığını sürdürdü.
Bugün Amasra, hem Ceneviz hem de Osmanlı dönemlerinden kalan zengin tarihi mirasıyla Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Fatih Sultan Mehmet'in şehri görünce söylediği iddia edilen "Lala, lala! Çeşm-i cihan bu mu ola?" (Lala, lala! Cihanın gözü bu mu ola?) sözü, Amasra'nın doğal güzelliğini ve Fatih'in bu güzelliğe olan hayranlığını ifade etmektedir.
Amasra'nın fethi, Fatih Sultan Mehmet'in sadece bir fatih değil, aynı zamanda stratejik bir devlet adamı olduğunu gösteren önemli bir olaydır. Bu fetihle Osmanlı İmparatorluğu, Karadeniz'deki hakimiyetini pekiştirmiş ve bölgedeki varlığını kalıcı hale getirmiştir.