Kimyasal bağlar, atomların bir araya gelerek molekülleri oluşturmasını sağlayan temel etkileşimlerdir. Bu bağlardan en yaygın olanlarından biri de kovalent bağdır. Kovalent bağın özel bir türü olan apolar kovalent bağ ise, özellikle aynı cins ametaller arasında kurulan ve kimyadaki pek çok maddenin yapı taşını oluşturan önemli bir bağ türüdür. Bu yazıda, apolar kovalent bağın ne olduğunu, nasıl oluştuğunu ve günlük hayattaki örneklerini inceleyeceğiz.
Kovalent bağ, iki atomun elektronlarını ortaklaşa kullanması sonucu oluşan kimyasal bağdır. Her iki atom da kararlı hale (soy gaz elektron düzenine) geçmek için dış yörüngesindeki elektron sayısını sekize (oktet kuralı) tamamlamaya çalışır. Bu paylaşım sonucunda atomlar arasında güçlü bir bağ meydana gelir.
Kovalent bağlar, paylaşılan elektron çiftinin atomlar arasında nasıl dağıldığına göre ikiye ayrılır:
Bağ, aynı cins ametal atomları arasında kurulur (Örn: H-H, Cl-Cl, O=O). Elektronegatiflikleri aynı olduğu için elektronlar ortaklaşa kullanılırken bir tarafa çekilmez.
Ortaklanmış elektron çifti, iki atom çekirdeğinin tam ortasında yer alır. Elektron bulutunun dağılımı simetriktir.
Apolar kovalent bağ içeren moleküller genellikle apolar moleküllerdir. Molekülün tamamında yük dağılımı düzgündür.
Bu bağlara sahip maddeler, polar çözücülerde (su gibi) iyi çözünmezler, apolar çözücülerde (benzen gibi) iyi çözünürler. Erime ve kaynama noktaları genellikle düşüktür.
H₂ (Apolar) vs. HCl (Polar):
Hidrojen molekülünde (H₂) her iki atom da aynı olduğu için elektronlar eşit paylaşılır. Hidrojen klorür (HCl) molekülünde ise klor (Cl) atomu hidrojene (H) göre daha elektronegatiftir. Bu nedenle bağdaki elektronlar klor tarafına daha çok çekilir, bağ polar hale gelir ve molekülün klor ucu kısmen negatif (δ⁻), hidrojen ucu kısmen pozitif (δ⁺) yüklenir.
Apolar kovalent bağ, aynı ametal atomlarının kararlı yapıya ulaşmak için elektronlarını eşit ve adil bir şekilde paylaşmasıdır. Bu bağ, doğadaki en basit elementel moleküllerden (O₂, N₂, H₂), yaşamın yapı taşlarına kadar pek çok maddenin temelini oluşturur. Kimyayı anlamak, bu sessiz ve dengeli atomlar arası "anlaşmaların" dilini çözmekten geçer.