Recaizade Mahmut Ekrem'in 1898'de yayımlanan Araba Sevdası, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından biri ve aynı zamanda bir dönemin sosyal eleştirisi olarak kabul edilir. İşte bu önemli eserin temel özellikleri:
Roman, ilk realist (gerçekçi) Türk romanı olarak bilinir. Yazar, romantizm akımının etkisinde olmasına rağmen, bu eserde toplumsal bir gerçekliği gözler önüne sererek edebiyatımızda yeni bir çığır açmıştır.
Eser, yanlış Batılılaşma temasını merkezine alır. Ana karakter Bihruz Bey'in, alafranga hayat özentisi, şekilcilik ve özenti dolu yaşamı, dönemin bir kesimini temsil eder. Roman, “görünüşe aşırı değer vermek” ve “öz ile sözün birbirini tutmaması”nın trajikomik sonuçlarını anlatır.
Yazar, realist ve eleştirel bir bakış açısı kullanır. Olaylar ve karakterler, okuyucuya adeta bir mikroskop altında inceleniyormuş gibi sunulur. Dil, dönemin konuşma diline yakındır ancak yer yer ağır ve süslü ifadeler de içerir. İronik ve mizahi bir anlatım hakimdir.
Araba Sevdası, bir roman olmanın ötesinde, Tanzimat Dönemi'ndeki züppe tipini (dandy) eleştiren bir taşlamadır. Yazar, Batı'nın sadece görüntüsünü alan, özünü kavrayamayan ve bu yüzden gülünç duruma düşen bir sosyal sınıfı gözler önüne serer.
Araba Sevdası, sadece bir aşk hikayesi değil, toplumsal bir aynadır. Recaizade Mahmut Ekrem, Bihruz Bey karakteri üzerinden, özenti, yozlaşma ve kimlik bunalımını ölümsüzleştirmiş, Türk romanının gelişimine sağlam bir temel atmıştır. Eser, günümüzde bile geçerliliğini koruyan evrensel bir eleştiri sunar.