Takvimlerimizde her dört yılda bir, Şubat ayı 28 yerine 29 gün sürer. İşte bu ekstra güne sahip olan yıllara "Artık Yıl" denir. Peki neden böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyulur? Hangi yıllar artık yıldır? Gelin bu ilginç zamanlama sisteminin arkasındaki bilimi ve kuralları birlikte keşfedelim.
Artık yılın temel nedeni, Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresi ile takvim yılımız arasındaki ufak farktır. Bir takvim yılı 365 gün olarak kabul edilirken, Dünya'nın Güneş etrafında bir tam tur atması (astronomik adıyla tropikal yıl) yaklaşık 365 gün 5 saat 48 dakika 46 saniye sürer. Bu, kabaca 365 gün 6 saate yakın bir süredir.
Her yıl yaklaşık 6 saatlik bir kayma birikir. Dört yılın sonunda bu kayma yaklaşık 24 saate (1 gün) ulaşır. İşte bu bir günlük farkı dengelemek için, dört yılda bir takvime bir gün eklenir. Eklenmemiş olsaydı, yüzyıllar içinde mevsimler takvimde kayar, örneğin Temmuz ayı kış mevsimine denk gelmeye başlardı!
Artık yıl kavramını ilk olarak Jül Sezar, MÖ 46 yılında Jülyen Takvimi'ni hazırlarken uygulamıştır. Basit bir kural kondu: 4'e bölünebilen her yıl artık yıl olacaktı.
Ancak bir sorun vardı: Tropikal yıl tam olarak 365 gün 6 saat değildi, biraz daha kısaydı. Bu küçük fark, yüzyıllar içinde yeniden birikmeye başladı. 1582'de Papa XIII. Gregory, bu hatayı düzeltmek için Gregoryen Takvimi'ni (bugün kullandığımız takvim) getirdi ve artık yıl kurallarını daha hassas hale getirdi.
Günümüzde kullandığımız takvime göre bir yılın artık yıl olması için üç kural vardır:
Bu kuralları formülle ifade etmek gerekirse: Bir yılın artık yıl olması için (yıl % 4 == 0) && (yıl % 100 != 0) || (yıl % 400 == 0) koşulu sağlanmalıdır.
Artık yıl, astronomik gerçeklerle takvimimizi uyumlu hale getiren, binlerce yıllık bir insanlık birikiminin ürünüdür. Sadece dört yılda bir gelen ekstra bir gün değil, aynı zamanda gökyüzünü izleyen atalarımızın keskin zekasının ve bilimsel titizliğin bir kanıtıdır. Bir dahaki 29 Şubat'ınızı kutlarken, arkasındaki bu muhteşem zaman hesaplamasını da hatırlayın!