Mustafa Kemal Atatürk'ün 1926 yılında İzmir'e yapacağı ziyaret öncesinde, rejim karşıtı bir grup tarafından organize edilen suikast planı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ciddi tehditlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Olay, 16 Haziran 1926 tarihinde ortaya çıkarılmıştır.
Plan, eski İttihatçılardan, muhalif siyasetçilerden ve kişisel husumet taşıyan bireylerden oluşan bir şebeke tarafından tasarlanmıştı. Grubun içinde Ziya Hurşit, Laz İsmail, Çopur Hilmi ve Gürcü Yusuf gibi isimler yer alıyordu. Suikastın, Atatürk'ün İzmir Kordon'da yapacağı bir gezinti sırasında bomba veya silahla gerçekleştirilmesi planlanmıştı.
Suikastçıların temel amacı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve devrimlerin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü ortadan kaldırarak, yeni rejimi çökertmek ve kendi siyasi hedeflerine ulaşmaktı.
Suikast planı, son anda bir ihbar veya sorgular sırasında ele geçen bilgiler neticesinde İzmir Valisi Kazım Dirik ve güvenlik birimleri tarafından deşifre edildi. Atatürk'ün planlanan ziyaret tarihinden kısa bir süre önce, suikastçılar yakalandı ve eylem engellendi.
Olay, İstiklal Mahkemeleri'nde görülen bir dava ile sonuçlandı. Dava, İzmir'de başladı ve Ankara'da devam etti.
İzmir Suikast Girişimi, genç Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik ciddi bir iç tehdidi ortaya koydu. Atatürk'ün hayatı kurtuldu, ancak olay:
İzmir Suikast Girişimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde yaşanan siyasi gerilimlerin ve rejim karşıtı faaliyetlerin ulaştığı en tehlikeli boyutu temsil eder. Atatürk'ün kişisel cesareti ve güvenlik önlemlerinin etkinliği sayesinde önlenen bu olay, cumhuriyetin bekası için verilen mücadelenin ne denli hayati olduğunu tüm ülkeye bir kez daha hatırlatmıştır. Tarih, bu karanlık teşebbüsü, genç devletin ayakta kalma iradesinin bir kanıtı olarak kaydetmiştir.