Tarih sahnesine korku salan, Roma İmparatorluğu'nu titreten ve Avrupa'nın siyasi haritasını yeniden şekillendiren bir isim: Attila. MS 5. yüzyılda hüküm süren bu karizmatik hükümdar, Avrupa Hun Devleti'ni dünyanın en güçlü imparatorluklarından biri haline getirdi. Batı dünyasında "Tanrı'nın Kırbacı" olarak anılan Attila, Doğu'da ise cesur ve adil bir lider olarak hatırlanır. Bu yazıda, Attila'nın kim olduğunu ve Avrupa Hun Devleti'nin iz bırakan hikayesini keşfedeceğiz.
Avrupa Hun Devleti, Asya'dan göç eden Hun boylarının Karadeniz'in kuzeyinden Orta Avrupa'ya uzanan geniş topraklarda kurduğu bir konfederasyondu. Devletin temelleri 370'li yıllarda atıldı ve en parlak dönemini Attila (434-453) ile kardeşi Bleda'nın ortak hükümdarlığında ve daha sonra Attila'nın tek başına hüküm sürdüğü yıllarda yaşadı.
Tarihçiler Attila'yı basit bir "barbar" figürü olarak değil, karmaşık ve stratejik bir devlet adamı olarak tasvir eder.
Attila'nın hükümdarlığı, Roma İmparatorluğu'na karşı verdiği mücadeleyle şekillendi.
Attila, önce zengin ama askeri açıdan daha zayıf olan Doğu Roma'nın (Bizans) üzerine yürüdü. "Margus Antlaşması" ile ağır bir vergi (yıllık 700 libre altın) bağladığı Bizans'ı ekonomik olarak zayıflattı.
Attila'nın en ünlü seferi, Batı Roma topraklarına yaptığı büyük istiladır. Galya'ya (bugünkü Fransa) giren Hun ordusu, Romalı general Aetius ve müttefiki Vizigot kralı Theodoric'in birleşik ordusuyla Catalaunum Ovası'nda karşılaştı. Tarihin en kanlı muharebelerinden biri olan bu savaş taktiksel olarak sonuçsuz kalsa da, Attila'nın Batı'ya ilerleyişini durdurdu.
Bir yıl sonra Attila, bu sefer doğrudan İtalya'yı hedef aldı. Kuzey İtalya'daki birçok şehri (Aquileia, Milano) ele geçirdi. Efsaneye göre, Papa I. Leo Attila ile görüşerek Roma şehrini yağmalamaktan vazgeçirdi. Gerçek sebebin ise ordusunda salgın hastalık baş göstermesi ve Doğu'dan gelebilecek bir Bizans saldırısı riski olduğu düşünülür.
Attila, 453 yılında son eşi İldiko ile evlendiği gece, bir iç kanama sonucu aniden öldü. Ölümü gizli tutularak, hazinesiyle birlikte üç tabuta konulup gömüldüğü ve mezar yerinin bilinmemesi için gömülü olduğu yerde çalışanların öldürüldüğü rivayet edilir.
Onun ölümünden sonra oğulları (İlek, Dengizik, İrnek) arasında çıkan taht kavgaları, devletin hızla dağılmasına neden oldu. 469'da Dengizik'in ölümüyle Avrupa Hun Devleti tarih sahnesinden silindi.
Attila, yalnızca bir fatih değil, aynı zamanda kısa ömürlü ama etkisi yüzyıllar süren bir imparatorluğun mimarıydı. Onun hikayesi, gücün, stratejinin ve tarihin nasıl tek bir kişinin kararlarıyla şekillenebileceğinin çarpıcı bir örneğidir.