Ayet, Arapça kökenli bir kelime olup "açık alamet, işaret, ibret, delil" anlamlarına gelir. İslami terminolojide ise özel bir anlam kazanmıştır: Kur'an-ı Kerim'in, sureleri oluşturan her bir bölümüne ve cümlesine verilen isimdir. Ancak kavramın anlamı buradan çok daha geniştir.
Geleneksel İslami literatürde ayetler genellikle iki ana başlıkta ele alınır:
Bu, ayetin en yaygın bilinen anlamıdır. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle ve bölüm bir ayettir. Kur'an'ın 114 suresi, bu ayetlerden oluşur. Toplam ayet sayısı, kıraat farklılıklarına göre 6.236 civarındadır.
Bu anlamıyla ayet, Allah'ın varlığına, birliğine, kudretine ve sıfatlarına işaret eden her bir yaratılış delilidir. Kâinattaki her bir olgu, düzen, canlı ve sistem bir "ayet" olarak görülür.
Kur'an'da sıkça "Biz ayetlerimizi hem afakta (dış dünyada) hem enfüste (kendi nefislerinizde) göstereceğiz..." (Fussilet 53) şeklinde ifade edilen bu ikinci anlam, İslam düşüncesinde bilimsel araştırmayı teşvik eden bir temel oluşturmuştur.
Kur'an'daki ayetlerin bazı belirgin özellikleri vardır:
Birçok ayetin indirilmesine vesile olan özel bir olay, soru veya durum vardır. Bu bağlamı bilmek, ayetin doğru anlaşılmasına yardımcı olur. Örneğin:
Ayet kavramı, İslam düşüncesinde dar ve geniş anlamıyla iki büyük hakikati birleştirir: Vahyedilmiş Kelam (Kur'an) ve Yaratılmış Kâinat. Bir Müslüman için hem Mushaf'taki yazılı ayetleri okumak, hem de evrendeki tekvînî ayetleri "okuyup" anlamak bir ibadet ve bilgi yoludur. Bu iki kanaldan gelen mesajlar birbirini tasdik eder ve insanı hakikate ulaştırır.
Dolayısıyla "ayet nedir?" sorusunun cevabı, yalnızca "Kur'an cümlesidir" demekten çok daha ötedir. O, ilahî olanın insanî olana temas noktasıdır; yazılı bir işaret olduğu kadar, varoluşun ta kendisidir.