Evet, besinlerin besin değeri genellikle tazelikleriyle doğrudan ilişkilidir. Taze besinler, hasat veya kesim anından itibaren besin değerlerini kaybetmeye başlarlar. Bu süreç, besinin çeşidine, saklama koşullarına ve geçen süreye bağlı olarak değişiklik gösterir.
Meyve ve Sebzeler: Bu gruptaki besinler, tazelikten en çok etkilenenlerdir. Örneğin, ıspanak veya marul gibi yapraklı sebzeler, koparıldıktan sonra hızla C vitamini kaybeder. Domates, tam olgunlaştığında en yüksek besin değerine ve antioksidan seviyesine ulaşır. Bekledikçe bu değerler düşmeye başlar.
Protein Kaynakları (Et, Balık, Yumurta): Tazelik, bu besinlerde daha çok gıda güvenliği ve lezzet ile ilişkilidir. Ancak, bayatlamaya başlayan balıkta omega-3 yağ asitleri gibi yararlı yağlar oksitlenerek bozulabilir. Taze et ve yumurta, protein kalitesi ve biyoyararlanım açısından daha üstündür.
Kuru Baklagiller ve Tahıllar: Bu besinler nispeten daha dayanıklıdır. Ancak, çok uzun süre (yıllar boyunca) depolanan tahıllarda B vitaminleri ve E vitamini gibi besin ögelerinde kayıplar görülebilir.
Sonuç olarak, taze besinler genellikle daha yüksek besin değerine, daha canlı bir renge, daha iyi bir dokuya ve daha yoğun bir lezzete sahiptir. Bu nedenle, sağlıklı beslenmenin temel taşlarından biri, besinleri olabildiğince taze halde tüketmektir.