C vitamini, vücudumuzun sessiz bir kahramanıdır. Bağışıklık sistemimizden cilt sağlığımıza, kemik gelişiminden yaraların iyileşmesine kadar sayısız hayati fonksiyonda rol oynar. Peki bu önemli vitaminin uzun süreli ve ciddi eksikliği bizi hangi hastalığa sürükler? Cevap: Skorbüt. Tarihte denizcilerin korkulu rüyası olan bu hastalık, günümüzde nadir görülse de hâlâ bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor.
Skorbüt, vücudun kollajen sentezleyememesi sonucu ortaya çıkan, ilerleyici ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Kollajen, bağ dokularımızın, damarlarımızın, kemik ve dişlerimizin yapı taşıdır. C vitamini ise kollajen üretimi için olmazsa olmaz bir kofaktördür.
Hastalık, özellikle 15. ve 18. yüzyıllar arasında, uzun deniz yolculuklarına çıkan ve taze meyve-sebze tüketemeyen denizciler arasında yaygındı. Tahminlere göre, bu dönemde iki milyona yakın denizci skorbütten hayatını kaybetti. Hastalığa çare bulunması, denizcilik tarihini ve keşifleri doğrudan etkilemiş, limon ve portakal gibi narenciyeler gemilerin vazgeçilmez erzakı haline gelmiştir.
Hastalık sinsice ilerler. C vitamini eksikliğinin ciddi belirtileri, depolar tükendikten 1-3 ay sonra ortaya çıkmaya başlar. İşte dikkat edilmesi gereken başlıca semptomlar:
Günümüzde skorbüt, sadece beslenme olanakları kısıtlı kişilerde değil, bazı özel gruplarda da görülebiliyor:
Skorbütü önlemenin yolu yeterli C vitamini almaktan geçer. İyi haber şu: Günlük ihtiyacı karşılamak oldukça kolay!
Unutmayın: C vitamini ısıya, ışığa ve havaya duyarlıdır. Meyve ve sebzeleri taze, mümkünse çiğ veya az pişmiş tüketmek en iyisidir.
Skorbüt tanısı kan testleri ile konulur. Tedavisi basit ve etkilidir: Yüksek doz C vitamini takviyesi. Oral takviyeler veya ciddi durumlarda damar yoluyla C vitamini verilir. Belirtiler, tedavi başladıktan sonraki 24-48 saat içinde hızla düzelmeye başlar. Diş eti kanamaları birkaç günde, halsizlik birkaç haftada kaybolur. Tam iyileşme birkaç ay sürebilir.
Sonuç olarak, skorbüt modern dünyada unutulmuş gibi görünse de, dengesiz beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştığı günümüzde sessizce geri dönebilir. Sağlıklı, renkli ve taze gıdalarla beslenmek, bu kadim hastalığa karşı en güçlü kalkanımızdır. Vücudunuzun sinyallerini dinleyin ve tabağınızı renklendirin!