“Otuz Beş Yaş”, Türk edebiyatının en önemli ve en çok bilinen şiirlerinden biridir. Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu ölümsüz eseri, sadece bir yaş dönümünün değil, tüm bir hayatın, ölümün ve zamanın acımasız akışının derin bir sorgulamasıdır. Şiir, evrensel bir duygu olan "ömür bilinci"ni ve "ölüm korkusu"nu olağanüstü bir lirizm ve samimiyetle işler.
Şiir, 11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır ve kafiye düzeni bakımından klasik Türk şiiri geleneğine bağlı kalır. Ancak işlediği tema ve modern bireyin iç dünyasına yaptığı vurguyla tamamen modern bir şiirdir. "Otuz Beş Yaş", Tarancı'nın 1946'da yayımlanan "Otuz Beş Yaş" adlı kitabında yer alır ve aynı yıl Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışması'nda birincilik ödülünü kazanmıştır.
Şiirin merkezinde, otuz beş yaşın "hayatın yarısı" olarak algılanması ve geriye kalan zamanın ölüme doğru bir iniş olarak tasvir edilmesi yatar. Şair, "Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder." dizesiyle başlayarak okuyucuyu bu matematiksel ve trajik gerçekle yüzleştirir. Ölüm düşüncesi, bir korku olmaktan çıkıp kaçınılmaz bir son, hatta bir "dost" gibi sunulur, bu da kaygıyı daha da derinleştirir.
Şair, geride kalan gençlik yıllarını "Masal gibi bir dünya" olarak niteler. Geçmiş, güzellikler ve kaybedilen fırsatlarla dolu bir diyardır. "Gökyüzünün başka rengi de varmış" ifadesi, gençliğin renkli, umut dünyasıyla şimdiki zamanın kasveti arasındaki tezadı vurgular. Bu, kaçınılmaz bir nostalji ve pişmanlık duygusunu beraberinde getirir.
"Kimse dinlemez olmuş" ve "Kimse sormaz olmuş" dizeleri, bireyin toplum içindeki yalnızlığını ve görünmez oluşunu anlatır. Yaş ilerledikçe bireyin çevresiyle kurduğu bağların zayıflaması, onu derin bir yalnızlık duygusuna iter. Bu, varoluşsal bir yalnızlıktır.
Tarancı, duygularını doğa imgeleriyle (gökyüzü, deniz, ağaç, mevsimler) somutlaştırır. Özellikle sonbahar mevsimi, olgunluk, dökülme, hüzün ve ölümün habercisi olarak şiirin ruhunu yansıtır. Doğa, şairin iç dünyasının bir yansıması, hatta bir uzantısı haline gelir.
"Otuz Beş Yaş", Türk şiirinde bireyin iç dünyasını, ölüm korkusunu ve zaman bilincini bu denli yoğun, yalın ve çarpıcı bir dille anlatan nadir eserlerdendir. Cahit Sıtkı Tarancı, hece ölçüsünü modern temalarla buluşturarak, her okuyucunun kendi hayatından bir parça bulabileceği evrensel bir metin ortaya koymuştur. Şiir, sadece otuz beş yaşındakilerin değil, hayatın anlamını, geçip giden zamanı ve kaçınılmaz sonu düşünen herkesin şiiridir.