Çanakkale Zaferi, tarih sayfalarında yer alan sıradan bir askeri başarının çok ötesinde, bir milletin varoluş mücadelesinin, cesaret destanının ve birlik ruhunun adıdır. 1915 yılının o zorlu şartlarında, dünyanın en güçlü donanmalarına ve ordularına karşı kazanılan bu zafer, yalnızca bir cephenin kapanmasını değil, Türk milletinin yeniden dirilişinin de başlangıcını simgeler.
I. Dünya Savaşı'nın en kritik cephelerinden biriydi Çanakkale. İtilaf Devletleri, İstanbul'u ve Boğazları ele geçirerek Osmanlı'yı savaş dışı bırakmayı, müttefiki Rusya'ya yardım koridorunu açmayı hedefliyordu. Plan, kısa sürede başarıya ulaşacak bir harekât gibi görünüyordu. Ancak hesaba katmadıkları bir gerçek vardı: Vatan toprağını canından aziz bilen bir halkın ve onun fedakar evlatlarının iradesi.
Çanakkale muharebeleri, sıradan bir savaşın kurallarına uymaz. Conkbayırı'nda, Arıburnu'nda, Seddülbahir'de yaşananlar, insanüstü bir azmin hikayesidir. Cephanesi tükenen askerin süngü takması, göğsüne isabet eden mermiyle şehit olan Kınalı Kuzular, "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" diyen Mustafa Kemal'in askerlerinin bu emri tereddütsüz yerine getirmesi... Tüm bunlar, vatan sevgisinin somut ifadeleridir. Burada savaşan her nefer, aynı zamanda gelecekte kurulacak Türkiye Cumhuriyeti'nin de temel taşlarını kanlarıyla döşüyordu.
Çanakkale Zaferi'nin sonuçları çok boyutludur:
Bugün Çanakkale'yi anmak, yalnızca geçmişte kazanılmış bir zaferi yad etmek değildir. O ruhu anlamak ve içselleştirmektir. Çanakkale ruhu; birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, zorluklar karşısında yılmamak, bilim ve aklın rehberliğinde ilerlemek (Nusrat mayın gemisinin dahice planı gibi) ve en önemlisi, bu toprakların değerini bilmektir. Genç nesillere düşen, atalarının canları pahasına koruduğu bu vatana, aynı bilinçle sahip çıkmak, onu daha ileriye taşımaktır.
Çanakkale, taşı toprağı şehit kanıyla yoğrulmuş kutsal bir mekandır. Her bir siperde, her bir tepede, bir destan yazılmıştır. Bu zafer, Türk milletinin "ölmeden ölmeyeceği"ni, esaret altında yaşayamayacağını tüm dünyaya haykırmıştır. Çanakkale Zaferi, tarihin akışını değiştiren, bir milletin kaderini tayin eden ve üzerinden asır geçse de heyecanı, hüznü ve gururuyla yüreklerde yaşamaya devam eden ebedi bir abidedir. Hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.