Mantık, felsefe ve bilimsel araştırma yöntemlerinde sıkça karşılaştığımız iki temel kavram olan doğruluk ve geçerlilik, birbirleriyle ilişkili olsalar da aslında farklı anlamlar taşırlar. Bu iki kavramı doğru şekilde anlamak, eleştirel düşünme becerilerimizi geliştirmek açısından oldukça önemlidir.
Doğruluk, bir önermenin gerçeklikle uyumlu olma durumunu ifade eder. Bir ifadenin doğru olması, onun gerçek dünyada karşılığının bulunması, olgularla örtüşmesi anlamına gelir.
Geçerlilik, bir akıl yürütme sürecinin mantıksal yapısıyla ilgilidir. Bir argümanın geçerli olması, öncüller doğru kabul edildiğinde, sonucun zorunlu olarak doğru olması durumudur.
Bu akıl yürütme geçerlidir (öncüller doğru kabul edilirse sonuç zorunlu olarak doğru olur) ancak doğru değildir (gerçekte öncüller yanlış olduğu için sonuç da yanlıştır).
Bu akıl yürütme doğru bir sonuca ulaşır (yunuslar gerçekten memelidir) ancak geçersizdirir çünkü öncüllerden bu sonuç mantıksal olarak zorunlu değildir.
Doğruluk ve geçerlilik ayrımını anlamak, günlük hayatta karşılaştığımız argümanları daha iyi değerlendirmemizi sağlar. İnsanlar bazen geçerli görünen ama yanlış öncüllere dayanan argümanlarla ikna etmeye çalışırken, bazen de geçersiz yollarla doğru sonuçlara ulaşabilirler. Bu iki kavramı ayırt edebilmek, eleştirel düşünme ve mantıklı karar verme becerilerimizin temelini oluşturur.
Unutmayın: İdeal bir argüman hem geçerli hem de doğru öncüllere dayanmalıdır. Bu durumda argüman sağlam (sound) olarak adlandırılır ve güvenilir bilgiye ulaşmamızı sağlar.