Vücudumuzun yaşam destek ağı olan dolaşım sistemi, hücrelere oksijen ve besin taşırken atıkları da uzaklaştıran mükemmel bir taşıma şebekesidir. Bu sistem, birbirini tamamlayan üç temel bileşenden oluşur: kalp, damarlar ve kan. Gelin, bu hayati üçlüyü yakından tanıyalım.
Göğüs kafesimizin ortasında, yumruğumuz büyüklüğünde bir kas olan kalp, dolaşım sisteminin motorudur. Dakikada ortalama 60-100 kez atarak, kanı vücuda pompalar. Dört odacıktan oluşur:
Kalbin kendisi de koroner damarlar aracılığıyla beslenir. Bu yüzden kalp sağlığı, tüm vücut sağlığının anahtarıdır.
Plazma adı verilen sıvı bir matris içinde yüzen hücrelerden oluşan kan, vücudumuzun %7-8'ini oluşturur. Bir yetişkinde ortalama 5 litre kan bulunur. Kanın bileşenleri ve görevleri şunlardır:
Kanın sıvı kısmıdır. %90'ı sudan oluşur ve içinde besinler (glikoz, amino asitler), hormonlar, atık ürünler, tuzlar ve proteinler (albümin, fibrinojen) taşır.
Kanı vücutta taşıyan esnek tüplerdir. İşlevlerine göre üç tipe ayrılır:
Kalpten çıkan, oksijenli kanı (akciğer atardamarı hariç) organlara taşıyan damarlardır. Kalın ve esnek duvarları vardır. Nabız, atardamarlardaki basınç dalgasıdır.
Organlardan toplanan oksijeni azalmış kanı kalbe getiren damarlardır (akciğer toplardamarı hariç). İnce duvarlıdır ve içlerinde kanın geri kaçmasını önleyen kapakçıklar bulunur.
Atardamar ve toplardamarları birleştiren, saç teli inceliğindeki mikroskobik damarlardır. Gaz alışverişi (oksijen ve karbondioksit) ile besin ve atık değişimi burada gerçekleşir.
Dolaşım sistemi, birbirine bağlı iki döngü halinde çalışır:
Kalp, damarlar ve kan, uyum içinde çalışan bir ekip gibidir. Bu sistemin sağlığı; dengeli beslenme, düzenli egzersiz, sigarasız bir yaşam ve stresten uzak durmakla korunur. Unutmayın, her atışınız hayatınızın ritmidir. 🎵