Pasifik Okyanusu'nun batısında, Japonya ve Endonezya arasında uzanan devasa bir sualtı çukuru olan Mariana Çukuru, Dünya'nın en derin noktası olarak bilinir. Bu gizemli ve ulaşılması zor yer, okyanus bilimcilerin, maceraperestlerin ve meraklıların ilgisini yüzyıllardır çekmektedir.
Mariana Çukuru, Mariana Takımadaları'nın doğusunda yer alır. İlk kez 1875'te HMS Challenger gemisi tarafından keşfedilmiş, adını da bu gemiden almıştır. Çukurun en derin noktası olan "Challenger Derinliği", 10.994 metre ile (güncel ölçümlere göre ~10.925 metre) Everest Dağı'nın yüksekliğini bile geride bırakır.
Çukurun oluşumu, tektonik plakaların hareketiyle ilgilidir. Pasifik Plakası, Filipin Plakası'nın altına dalarak (subdüksiyon) bu devasa çukuru meydana getirmiştir. Bu süreç milyonlarca yıldır devam etmekte ve çukur giderek derinleşmektedir.
Işığın ulaşamadığı, basıncın yüzeyin 1000 katından fazla olduğu (≈ 1.086 bar) ve sıcaklığın 1-4°C arasında değiştiği bu ekstrem ortamda şaşırtıcı bir canlı çeşitliliği bulunur.
Mariana Çukuru'na ilk insanlı dalış, 1960'ta Don Walsh ve Jacques Piccard tarafından Trieste batiskafı ile gerçekleştirildi. 2012'de ise yönetmen James Cameron Deepsea Challenger ile solo dalış yaparak büyük ilgi uyandırdı. Bu dalışlar, yüksek basınç, soğuk ve karanlık gibi aşırı koşullarda çalışabilen özel araçlar gerektirir.
Ne yazık ki insan kaynaklı kirlilik bu izole bölgeye kadar ulaşmış durumda. Yapılan araştırmalarda, çukur tabanında plastik atıklar ve zehirli kimyasallar tespit edilmiştir. Bu durum, okyanus kirliliğinin boyutlarını ve derin deniz ekosistemlerinin kırılganlığını gözler önüne sermektedir.
Mariana Çukuru, Dünya'nın jeolojik süreçlerini anlamak, ekstrem ortamlarda yaşamın sınırlarını keşfetmek ve okyanusların sağlığını izlemek için eşsiz bir laboratuvardır. Aynı zamanda insanlığın keşfetme ve bilinmeyene ulaşma dürtüsünün simgesidir.
Bu devasa sualtı kanyonu, gezegenimizin ne kadar az keşfedildiğini ve derinliklerinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen sayısız sır barındırdığını hatırlatıyor. 🌎✨