İslam dini, çalışmayı ve helal rızık kazanmayı teşvik eder. Aşağıda, emek ve rızık konusunda Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinden örnekler ve açıklamalar bulacaksınız.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Hiç kimse, asla kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allah’ın peygamberi Davut (a.s.) da kendi elinin emeğini yerdi.” (Buhârî)
Bu hadis, helal kazanç ile çalışmanın ne kadar değerli olduğunu vurgular. Kişinin alın teriyle kazandığı rızık, en temiz ve en bereketli olandır.
Allah, her canlının rızkını yaratılış anından itibaren takdir etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Sizden biriniz, rızkının gecikmesinden dolayı sakın rızkını günah işleyerek aramasın! Zira Allah’ın katında olan şeylere ancak O’na itaat ederek kavuşulur.” (Beyhakî)
Bu hadis bize, rızkın Allah tarafından garanti edildiğini, ancak helal yollardan aranması gerektiğini öğretir.
İslam’da çalışmak ve tevekkül etmek bir bütündür. Bir sahabi, “Deveyi bağlayıp mı yoksa salıverip mi tevekkül edeyim?” diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.v.):
“Bağla ve tevekkül et.” (Tirmizî)
Yani, önlem almak ve çalışmak tevekkülün bir parçasıdır. Rızkı aramak için çaba göstermek, sonucu ise Allah’a bırakmak gerekir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), haram kazanç konusunda uyarıda bulunmuştur:
“İnsanlar öyle bir devre ulaşacak ki, kişi, helal mi haram mı olduğuna bakmadan mal elde edecektir.” (Buhârî)
Bu hadis, helal-haram sınırlarına dikkat etmenin önemini hatırlatır. Haram lokma, insanın maneviyatını ve duasını olumsuz etkiler.
Çalışmanın yanında dua da rızkın bereketlenmesi için önemlidir. Peygamberimiz (s.a.v.) şu duayı öğretmiştir:
“Allah’ım! Beni azabından affına, gazabından rızana sığın-dırıyorum. Senden yine sana sığınırım…” (Müslim)
Dua, çalışma ile birleştiğinde rızkın bereketlenmesine vesile olur.
Bu hadisler, Müslümanların emek ve rızık konusunda nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini açıkça göstermektedir.
