Dünyanın en yüksek dağı hangisidir? Bu sorunun cevabı, coğrafya bilgimizin en temel parçalarından biridir: Everest Dağı. Ancak bu devasa dağ, sadece bir rakamdan çok daha fazlasını temsil eder. Hem jeolojik bir harika, hem de insan ruhunun sınırlarını zorlayan bir semboldür.
Everest, 8.848,86 metre (2020 ölçümü) yüksekliğiyle dünyanın deniz seviyesine göre en yüksek noktasıdır. Himalaya sıradağlarında, Nepal (Sagarmatha) ve Çin (Tibet Özerk Bölgesi, Chomolungma) sınırı üzerinde yer alır. Adını, Hindistan'da genel araştırmacı olarak görev yapan Sir George Everest'ten almıştır.
Everest, bulunduğu bölgelerdeki kültürler için kutsal bir dağdır ve farklı isimlerle anılır:
Everest, dağcılar için nihai hedeftir. İlk başarılı tırmanış, 29 Mayıs 1953'te Yeni Zelandalı dağcı Sir Edmund Hillary ve Nepalli Şerpa Tenzing Norgay tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu başarı, insanlık tarihinde bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçmiştir.
Everest'in bu muazzam yüksekliğe ulaşmasının nedeni, jeolojik bir çarpışmadır. Yaklaşık 50-55 milyon yıl önce, Hindistan tektonik plakası, Avrasya plakasının altına doğru hareket etmeye başladı. Bu devam eden çarpışma, Himalayalar'ı ve onun en yüksek zirvesi Everest'i yukarı doğru itmeye devam ediyor. Her yıl birkaç milimetre kadar yükselmeye devam ettiği tahmin ediliyor.
Popülerliğinin artması, Everest'i ciddi çevresel tehditlerle karşı karşıya bıraktı. "Dünyanın en yüksek çöplüğü" olarak anılmasına neden olan atık sorunu (oksijen tüpleri, çadırlar, insan dışkısı) ve eriyen buzullar, büyük bir endişe kaynağı. Nepal ve Çin yetkilileri, tırmanış için daha sıkı kurallar ve temizlik projeleri uygulayarak bu sorunla mücadele etmeye çalışıyor.
Sonuç olarak Everest, sadece bir coğrafi özellik değil; bir doğa harikası, bir kültür simgesi ve insanın azim ve keşif arzusunun bir kanıtıdır. Ona saygı duymak ve korumak, hepimizin sorumluluğudur.