Epistemoloji, felsefenin en temel ve köklü disiplinlerinden biridir. "Bilgi nedir?", "Bilgiye nasıl ulaşırız?", "Bilgimizin sınırları nelerdir?" gibi sorulara yanıt arayan bu dal, insanın bilme faaliyetini ve bu faaliyetin dayanaklarını sorgular. Kelime kökeni olarak Yunanca "episteme" (bilgi) ve "logos" (söz, bilim) sözcüklerinin birleşiminden gelir.
Geleneksel olarak bilgi, gerekçelendirilmiş doğru inanç olarak tanımlanır. Bu tanım üç temel unsuru barındırır:
Bu klasik tanım, Gettier Problemleri ile ciddi şekilde sorgulanmıştır.
Savunucuları: Platon, Descartes, Leibniz
Temel İddia: Gerçek ve güvenilir bilginin kaynağı akıldır. Doğuştan gelen (innate) fikirler ve mantıksal çıkarımla kesin bilgiye ulaşılabilir. Matematik ve mantık, bu bilginin modelidir.
Savunucuları: John Locke, George Berkeley, David Hume
Temel İddia: Zihin doğuştan "boş bir levha" (tabula rasa)dır. Tüm bilgimizin kaynağı duyu deneyimidir. Gözlem, deney ve tümevarım yoluyla bilgi elde ederiz.
Savunucusu: Immanuel Kant
Temel İddia: Kant, rasyonalizm ve empirizmi sentezler. Bilgi, deneyden gelen ham malzeme ile aklın kategorilerinin bir birleşimidir. "Görüşüsüz kavramlar boş, kavramsız görüler kördür."
Epistemoloji, sadece felsefecilerin değil, bilim insanlarının, eğitimcilerin, hukukçuların ve günlük hayatta "doğru bilgiye" ulaşmaya çalışan herkesin dolaylı ya da dolaysız temas ettiği bir alandır. İnternet çağında bilgi kirliliği, "alternatif gerçekler" ve derin önyargılarla mücadele ederken, epistemolojik sorgulama becerileri her zamankinden daha değerlidir. Ne bildiğimiz kadar, nasıl bildiğimiz de önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Epistemoloji, bilgi felsefesi, gerekçelendirilmiş doğru inanç, rasyonalizm, empirizm, Kant, bilgi kuramı.