Milli Mücadele tarihimizin en kritik adımlarından biri olan Erzurum Kongresi, 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanmıştır. Bu kongre, sadece bölgesel bir toplantı olmanın ötesinde, Türk milletinin kaderini belirleyecek kararların alındığı, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık fikirlerinin somutlaştığı ilk milli meclis niteliğindedir.
Kongre, öncelikle Doğu Anadolu'da Ermeni devleti kurulması ihtimaline ve bölgenin işgal tehlikesine karşı bir direniş ve savunma hareketi olarak planlanmıştı. Ancak Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde, amacı daha geniş ve kapsayıcı bir hale geldi. Temel hedefleri şunlardı:
Erzurum Kongresi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu niteliğindedir. Önemi şu şekilde özetlenebilir:
Kabul edilen beyanname ve alınan kararlar, Misak-ı Milli'nin ve 1921 Anayasası'nın temelini oluşturdu. "Milli iradeyi hakim kılmak esastır" maddesiyle, cumhuriyet rejimine giden yolun ilk işareti verildi.
Mustafa Kemal Paşa, kongre başkanı seçilerek, tüm milletin umudu haline gelen Milli Mücadele'nin tartışmasız lideri oldu. Aynı zamanda, "Temsil Heyeti"nin başkanı sıfatıyla tüm milli hareketin sözcüsü oldu.
Doğu illeri adına toplanmasına rağmen, aldığı kararlar tüm yurdu kapsadı. Bu yönüyle, Sivas Kongresi'ne ve TBMM'nin açılışına giden süreci başlattı.
İşgal güçlerine ve İstanbul Hükümeti'ne karşı, Türk milletinin teslim olmayacağı, egemenlik hakkından vazgeçmeyeceği mesajı net bir şekilde verildi.
Erzurum Kongresi, Türk milletinin ölüm kalım mücadelesinde, dağılan bir imparatorluktan ulus-devlete geçişin ilk ve en önemli halkalarından biridir. Sadece askeri değil, siyasi, hukuki ve fikri temelleri atması bakımından, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgelerinin ilk maddesidir. "Ya istiklal, ya ölüm!" parolası, ilk kez burada somut bir programa dönüşmüştür.