Osmanlı İmparatorluğu, uzun tarihi boyunca pek çok mali sistem denemiş ve değişen ihtiyaçlara göre yeni çözümler üretmiştir. Bu çözümlerden biri, özellikle 18. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan ve modern anlamda bir "devlet tahvili" ya da "hisse senedi" benzeri işlev gören Esham Sistemidir. Peki, tam olarak nedir bu sistem ve Osmanlı maliyesinde nasıl bir rol oynamıştır?
"Esham" Arapça "hisse" anlamına gelen "sehm" kelimesinin çoğuludur. Literal anlamı "hisseler"dir. Sistem, devletin belirli bir gelir kaynağını (genellikle bir mukataa veya vergi gelirini) küçük hisselere bölerek satması ve karşılığında alıcıya bu gelirden düzenli bir ödeme (faiz/kar payı) vaat etmesi prensibine dayanır.
Bu uygulamanın kökleri, İslam hukukundaki "mukataa" ve "icareteyn" sistemlerine kadar gider. Ancak Esham, klasik uygulamalardan farklı olarak, hisselerin serbestçe alınıp satılabilir bir nitelik kazanmasıyla öne çıkar.
Osmanlı maliyesi, özellikle 18. yüzyılda:
gibi sebeplerle büyük bir baskı altındaydı. Dış borçlanma henüz yaygın olmadığından, devlet iç kaynaklarla çözüm aramak zorundaydı. Esham sistemi, bu zorunluluğun bir ürünü olarak doğdu.
Sistemin işleyişi birkaç temel adımdan oluşuyordu:
Bir kişi, yıllık toplam geliri 10.000 kuruş olan bir mukataadan 100 kuruşluk nominal değere sahip bir hisse (sehim) satın alsın. Devlet, bu hisse başına yıllık 10 kuruş ödeme (vergi gelirinin %10'u) vaat etmiş olsun. Kişi, hisseyi 80 kuruş peşin ödeyerek satın alır. Bu durumda yıllık getirisi:
\( \text{Getiri Oranı} = \frac{\text{Yıllık Ödeme}}{\text{Satın Alma Bedeli}} = \frac{10}{80} = 0.125 \) yani %12.5 olur.
Bu, o dönem için oldukça cazip bir yatırım getirisiydi.
Esham sistemi, Osmanlı'nın geleneksel maliye anlayışından modern borçlanma araçlarına geçişteki kritik bir köprü işlevi gördü. 19. yüzyılın ortalarından itibaren, dış borçlanmanın (galata bankerleri ve uluslararası piyasalar) yaygınlaşması ve ilk kağıt paranın (kaime) basılmasıyla önemini yavaş yavaş kaybetti. Ancak, devletin iç piyasadan borçlanma fikri ve hisseli senetler mantığı, modern Türkiye'nin hazine bonosu ve tahvil piyasalarının tarihsel bir öncülü olarak değerlendirilebilir.
Özetle, Esham Sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun değişen dünyaya ayak uydurmak için mali alanda geliştirdiği, kendine özgü, karmaşık ama bir o kadar da yaratıcı bir finansal inovasyondu.