Osmanlı tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri olan Fetret Devri, Ankara Savaşı'nın ardından yaşanan ve 11 yıl süren bir iktidar boşluğu dönemidir. Bu dönem, Osmanlı Devleti'nin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı, ancak sonunda toparlanarak yeniden güçlendiği önemli bir sınav olarak tarihteki yerini almıştır.
28 Temmuz 1402'de yaşanan Ankara Savaşı, Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası oldu. Yıldırım Bayezid komutasındaki Osmanlı ordusu, Timur'un güçlü ordusu karşısında ağır bir yenilgi aldı. Savaşın en trajik sonucu ise Yıldırım Bayezid'in esir düşmesiydi. Bu yenilgi, Osmanlı Devleti'nde merkezi otoritenin çökmesine ve taht kavgalarının başlamasına neden oldu.
Fetret Devri'nde Yıldırım Bayezid'in dört oğlu arasında amansız bir taht mücadelesi yaşandı:
Şehzadeler arasında yoğun mücadeleler yaşandı. İsa Çelebi, kardeşi Musa Çelebi tarafından bertaraf edildi. Mehmet Çelebi ise Anadolu'da gücünü pekiştirdi.
Süleyman Çelebi'nin Rumeli'deki hakimiyeti devam etti. Ancak kardeşi Musa Çelebi'nin Rumeli'ye geçmesiyle mücadele yeni bir boyut kazandı.
Musa Çelebi, Süleyman Çelebi'yi yenerek Edirne'yi ele geçirdi. Ancak sonunda Çelebi Mehmet, Musa Çelebi'yi yenerek Fetret Devri'ni sonlandırdı.
Fetret Devri, Osmanlı tarih yazımında genellikle olumsuz bir dönem olarak tasvir edilse de, aslında devletin ne kadar güçlü bir yapıya sahip olduğunu gösteren önemli bir testti. 11 yıl süren bu karmaşa dönemi, Osmanlı'nın kurumsal yapısının ne kadar sağlam olduğunu kanıtladı. Devlet mekanizması, merkezi otorite olmadan da işlemeye devam etti ve nihayetinde Çelebi Mehmet'in liderliğinde Osmanlı Devleti eski gücüne kavuştu.
Fetret Devri'nin en önemli derslerinden biri, güçlü bir devlet yapısının geçici krizleri atlatabilecek kapasitede olması gerektiğidir. Bu dönem, Osmanlı'nın sadece askeri değil, aynı zamanda idari ve siyasi açıdan da ne kadar güçlü olduğunu ortaya koymuştur.