Kur'an-ı Kerim, sadece bir inanç ve ibadet kitabı değil, aynı zamanda evrenin işleyişine dair derin gerçeklere işaret eden bir rehberdir. Modern bilimin keşfettiği birçok fiziksel yasa, asırlar öncesinden Kur'an ayetlerinde veciz bir şekilde ifade edilmiştir. Bu ayetler, Allah'ın yaratışındaki mükemmel düzene ve sünnetullah (Allah'ın koyduğu kanunlar) adı verilen değişmez yasalara dikkat çeker.
Büyük Patlama (Big Bang) teorisinin temelini oluşturan evrenin genişlemesi olgusu, Kur'an'da şu şekilde bildirilir:
“Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.” (Zariyat Suresi, 47. Ayet) 💫
Bu ayet, 20. yüzyılda Edwin Hubble tarafından gözlemlenen ve evrenin sürekli genişlediğini ortaya koyan bilimsel bulguya işaret etmektedir.
Gök cisimlerinin yörüngelerinde sapmadan hareket etmeleri, kütleçekim yasasıyla açıklanır. Kur'an, bu mükemmel dengeyi şöyle vurgular:
“Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah'ın takdiridir. Ay için de birtakım duraklar tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner. Ne Güneş Ay'a yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.” (Yasin Suresi, 38-40. Ayetler) 🪐
Bu ayetler, gök cisimlerinin belirlenmiş yörüngelerde, bir düzen içinde hareket ettiğini, birbirlerinin alanına müdahale etmeden yol aldıklarını anlatır.
Modern hidrolojinin temelini oluşturan su döngüsü, Kur'an'da çok net bir şekilde tasvir edilmiştir:
“Rüzgârları (bulutları) aşılayıcılar olarak gönderdik, gökten su indirdik de onunla sizleri suladık. Oysa siz onu hazinede saklayıcı değilsiniz.” (Hicr Suresi, 22. Ayet) 🌧️
Ayrıca;
“Görmedin mi ki Allah gökten bir su indirdi. Böylece onu yerden kaynayan pınarlar hâlinde çıkardı. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarır. Sonra ekin kurur da onu sararmış görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.” (Zümer Suresi, 21. Ayet) 🌱
Bu ayetler, buharlaşma, yoğunlaşma, yağış ve yeraltı sularının oluşumu gibi su döngüsünün tüm aşamalarını eksiksiz bir şekilde özetlemektedir.
Farklı yoğunluk ve tuzluluk oranlarına sahip deniz sularının, birbirine karışmadan kendi özelliklerini koruması olgusu "yüzey gerilimi" ile açıklanır. Bu durum Kur'an'da şöyle ifade edilir:
“Birbiriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirine geçip karışmıyorlar.” (Rahman Suresi, 19-20. Ayetler) 🌊
Bu ayet, coğrafyacıların "haloklin" adını verdiği, iki denizin birleştiği noktadaki görünmez perdeye işaret etmektedir.
Dağlar, yerkabuğunu oluşturan dev plakaların hareketi sonucu oluşur ve yeryüzünün dengeli bir şekilde durmasını sağlayan birer kazık gibi işlev görür. Bu jeolojik gerçek şu ayetlerde vurgulanır:
“Yeryüzünde, onları sarsmasın diye sabit dağlar yarattık...” (Enbiya Suresi, 31. Ayet) ⛰️
Ayrıca;
“Dağları birer kazık yapmadık mı?” (Nebe Suresi, 7. Ayet)
Bu benzetme, dağların yerkürenin dengesini sağlamadaki hayati rolünü çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu ayetler, Kur'an'ın sadece manevi bir rehber olmadığını, aynı zamanda maddi dünyanın işleyişine dair de doğru bilgiler içerdiğini göstermektedir. İnsanoğlunun asırlar sonra keşfettiği bu fiziksel yasalar, Allah'ın yaratışındaki kusursuz düzenin ve her şeyi kuşatan ilminin birer delilidir. Bu, düşünen insanlar için büyük bir ibret ve iman hakikatidir. ✅
