Nükleik asitlerin (DNA ve RNA) yapı taşları olan nükleotidleri birbirine bağlayan, biyokimyada hayati öneme sahip kovalent bir kimyasal bağdır. Adeta bir zincirin halkalarını birleştiren kaynak noktası gibi düşünebilirsiniz. Bu bağ olmasaydı, genetik bilgimizi taşıyan uzun polimer zincirler oluşamazdı.
Fosfodiester bağı, bir fosfat grubunun (PO43-) iki ayrı nükleotidin şeker molekülleri (deoksiriboz veya riboz) ile kurduğu çift ester bağından oluşur.
Kimyasal olarak, bağ şu şekilde gösterilebilir: Şeker - O - P(O2) - O - Şeker
Fosfodiester bağları, nükleik asitlerde birbirini tekrarlayan şeker-fosfat omurgasını oluşturur. Bu sağlam omurga, bazların (A, T, G, C, U) doğru sıralanması ve genetik bilginin korunması için stabil bir yapı sağlar.
Bu kovalent bağlar, nispeten güçlüdür ve hücre içi koşullarda kolay kolay kırılmaz. Bu kararlılık, genetik materyalin nesilden nesile güvenli aktarılmasının temelidir.
Bu bağın kırılması (hidrolizi), biyolojik düzenleme için kritiktir ve özel enzimler tarafından gerçekleştirilir:
Fosfodiester bağı, yaşamın dilinin yazıldığı kağıdın yapıştırıcısı gibidir. Nükleotidleri bir arada tutarak, genetik bilginin depolanmasını, okunmasını, kopyalanmasını ve nesiller boyunca aktarılmasını mümkün kılan temel ve zarif bir kimyasal bağdır. DNA'nın ikili sarmal yapısı ve RNA'nın çeşitli formları, bu dayanıklı omurga üzerine inşa edilmiştir.