Anadolu'nun kadim medeniyetlerinden biri olan Frigler, özellikle Demir Çağı'nda bölgenin siyasi ve kültürel haritasını şekillendiren önemli bir halktı. Friglerin ana yerleşim bölgesi, bugünkü Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'ydi. Ancak bu krallığın kalbi, başkentleri Gordion'du.
Gordion, Sakarya Nehri (antik Sangarios) kenarında, Ankara'nın Polatlı ilçesine yakın bir konumda kurulmuştu. Bu stratejik konum, onu hem tarım hem de ticaret için ideal bir merkez haline getiriyordu. Şehir, ismini kurucusu olduğuna inanılan efsanevi kral Gordias'tan alır.
Gordion, 1900'lü yıllardan itibaren sistematik kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. Kazılarda ortaya çıkan Kral Midas'ın tümülüsü (anıt mezar) ve şehrin akropolisi, Frig uygarlığının mimari, sanat ve günlük yaşamına dair paha biçilmez bilgiler sundu. Bulunan eserler arasında ahşap mobilyalar, mühürler ve yazıtlar, bu medeniyetin ne kadar gelişkin olduğunu gözler önüne serdi.
Gordion, antik dünyada ününü sadece bir başkent olarak değil, aynı zamanda "Gordion Düğümü" efsanesiyle de duyurdu. Efsaneye göre, Gordion'da bir arabayı direğe bağlayan karmaşık bir düğüm vardı ve bu düğümü çözecek kişi Asya'nın fatihi olacaktı. Büyük İskender, MÖ 333'te şehre geldiğinde, düğümü çözmek yerine kılıcıyla kesmiş ve kehaneti bu şekilde yerine getirdiğini iddia etmişti.
Frigler ve başkentleri Gordion, Anadolu tarihinde derin izler bıraktı. Özellikle Kral Midas döneminde (MÖ 738-696) gücünün zirvesine ulaşan krallık, mimariden müziğe, seramikten mitolojiye kadar birçok alanda kendinden sonra gelen medeniyetleri etkiledi. Bugün Gordion Antik Kenti, ziyaretçilerini Friglerin ihtişamlı günlerine doğru bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Sonuç olarak, Friglerin kurulduğu ve yükseldiği yer, İç Anadolu'nun verimli toprakları ve başkent Gordion'du. Bu kadim şehir, hem tarihsel gerçekliği hem de efsaneleriyle, Anadolu'nun binlerce yıllık hikayesinde önemli bir bölümü temsil etmeye devam ediyor. 🌄