Osmanlı İmparatorluğu'nun en trajik ve yenilikçi padişahlarından biri olan II. Osman, halk arasında daha çok "Genç Osman" lakabıyla tanınır. Tahta çıktığında henüz 14 yaşında olan bu genç padişah, kısa saltanatına sığdırdığı radikal reform hayalleri ve beklenmedik sonuyla Osmanlı tarihinin en çok konuşulan şahsiyetlerinden biri haline gelmiştir.
II. Osman, 3 Kasım 1604'te doğdu ve babası I. Ahmed'in vefatından sonra, amcası I. Mustafa'nın kısa süren saltanatının ardından, 26 Şubat 1618'de henüz bir çocuk yaşta tahta çıktı. Onun dönemi, Yeniçeri Ocağı ve saray bürokrasisi arasındaki güç mücadelesinin şiddetlendiği, devletin içerde ve dışarda sıkıntılı bir döneme girdiği yıllara denk gelir.
Genç Osman'ın en önemli askeri girişimi, Osmanlı himayesindeki Boğdan'a müdahale eden Lehistan-Litvanya Birliği'ne karşı düzenlediği Hotin Seferi'dir (1621). Ancak, yeterli askeri tecrübesi olmayan ve Yeniçerilerin disiplinsizliğiyle karşılaşan padişah, kesin bir zafer kazanamadı. Hotin Kalesi önünde imzalanan antlaşma, onun prestijini sarstı ve reform isteklerini daha da kamçıladı.
Genç Osman, sefer dönüşünde askeri sistemdeki aksaklıkları bizzat gözlemlemişti. Bu deneyim, onu köklü değişiklikler yapmaya itti. Tasarladığı reformlar arasında:
Bu fikirler, özellikle Yeniçeriler ve onlarla menfaati birleşen ulema sınıfı tarafından büyük bir tehdit olarak algılandı.
Reform planları sızdırıldı ve kışkırtılan Yeniçeriler ile Sipahiler 19 Mayıs 1622'de isyan etti. İsyancılar saraya yürüdü. Genç Osman, ne yazık ki Sadrazam Davut Paşa ve diğer devlet adamları tarafından yeterince korunamadı, hatta bazıları tarafından terk edildi.
İsyancılar, önce tahttan indirilmesini sağladılar, ardından yeniden tahta çıkarılmaması için Yedikule Zindanları'na götürülen genç padişahı feci şekilde katlettiler (20 Mayıs 1622). Ölümü, Osmanlı tarihinde bir isyanla tahttan indirilip katledilen ilk padişah olması açısından korkunç bir dönüm noktasıdır.
Bu trajik hikaye, halkın hafızasında derin bir iz bıraktı. "Genç Osman Türküsü" nesilden nesile aktarılarak bu acıyı yaşattı. Ayrıca pek çok tarihçi ve edebiyatçı, onun gençlik heyecanı, idealizmi ve hazin sonunu eserlerine konu etmiştir.
Genç Osman'ın kısa saltanatı ve ölümü şu sonuçları doğurdu:
Sonuç olarak, Genç Osman, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme dönemine girerken değişim ihtiyacını erken fark eden, ancak bu değişimi yönetecek güç, tecrübe ve desteği bulamayan genç ve trajik bir reformcuydu. Onun hayatı, köklü kurumlarla çatışmaya girmeden reform yapmanın zorluğunun çarpıcı bir örneğidir.