Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık ve en kahraman gecesi, 15 Temmuz 2016. Bu tarih, sadece bir darbe girişiminin tarihi değil, aynı zamanda bir milletin tankların, topların önüne yüreğiyle, bedeniyle çıkarak demokrasisine, vatanına ve bağımsızlığına sahip çıktığı destansı bir direnişin adıdır. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, bu kolektif iradenin, milli birliğin ve demokrasiye olan bağlılığın simgesi olarak her yıl anılmakta ve önemini her geçen gün daha derinden hissettirmektedir.
15 Temmuz 2016 akşamı, Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmeyi hedefleyen silahlı bir kalkışma başladı. FETÖ terör örgütüne mensup bir grup asker, tanklar ve savaş uçaklarıyla halka ateş açtı, Meclis'i bombaladı, devletin kritik kurumlarına saldırdı. Ancak planladıkları tek bir şeyi hesaba katmamışlardı: Türk halkının iradesini.
O gece, siyasi görüş, etnik köken, inanç farkı gözetmeksizin tüm Türkiye tek yürek oldu. İnsanlar evlerinden çıktı, meydanlara, köprülere, devlet kurumlarının önlerine akın etti. Silahsız siviller, tankların önüne yatarak, dualar okuyarak, tekbirler getirerek darbecilere "Dur!" dedi. Şehitler verildi, gaziler oldu, ama millet iradesi eğilmedi. Bu direniş, "Demokrasi Nöbeti" olarak tarihe geçti.
15 Temmuz'un belki de en önemli mirası, tehdit karşısında kenetlenebilen bir toplum olduğumuzu göstermesidir. O gece, "milli irade" kavramı somut bir gerçeklik olarak hayat buldu. Bu birlik ruhu, günün adında da vurgulanmaktadır: "Demokrasi ve Milli Birlik Günü". Bu, sadece bir zaferi değil, bu zaferi getiren ruhu da sonsuza kadar yaşatma kararlılığının ifadesidir.
Bu günü anmak, sadece geçmişi hatırlamak değil, geleceğe derslerle bakmaktır.
Demokrasinin kazanılmış bir hak değil, sürekli korunması ve savunulması gereken canlı bir değer olduğunu hatırlatır.
Vatan için canlarını feda eden 251 şehidimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla anma fırsatıdır. Onların hatırası, milli hafızamızın temel taşıdır.
Bölünmüşlüğün değil, birliğin gücünü gösteren bu tarih, iç ve dış tehditlere karşı uyanık olma gerekliliğini her yıl vurgular.
Gelecek nesillere, vatan sevgisinin, demokrasiye sahip çıkmanın ve birlik olmanın ne denli hayati olduğunu anlatmanın en somut örneğidir.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, Türkiye'nin demokratik gelişiminde bir dönüm noktasıdır. Sadece bir "gün" değil, sürekli hatırlanması gereken bir ruh halini, bir sorumluluk bilincini temsil eder. Her yıl düzenlenen anma törenleri, etkinlikler ve eğitimlerle bu bilinç tazelenir. Unutmamak gerekir ki, demokrasi nöbeti, o gece bitmemiş, sonsuza kadar devam edecek bir nöbete dönüşmüştür.
Bu yazı, 15 Temmuz ruhunu anlamak ve anlatmak için kaleme alınmıştır. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.