avatar
meliskavak
1990 puan • 60 soru • 284 cevap
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Gilligan'ın ahlak gelişimi (Ahlak sevgisi)

Bu konuyu anlamakta biraz zorlanıyorum. Ahlak sevgisi evresinde, bireyin başkalarını mutlu etmek için kurallara uyduğunu öğrendim ama buradaki "sevgi" kavramını tam olarak oturtamadım. İnsanların onayını alma isteği ile gerçek bir içselleştirme arasındaki farkı merak ediyorum.
WhatsApp'ta Paylaş
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
ilkerd
1980 puan • 50 soru • 280 cevap
# 🧠 Gilligan'ın Ahlak Gelişimi Teorisi: "Ahlak Sevgisi" ve Farklı Bir Ses

🌟 Giriş: Kohlberg'e Bir Alternatif

Psikoloji dünyasında ahlak gelişimi denilince akla ilk gelen isim Lawrence Kohlberg ve onun evrensel ahlaki aşamalarıdır. Ancak 1980'lerde psikolog Carol Gilligan, bu teoriye önemli bir eleştiri getirdi. Gilligan, Kohlberg'in çalışmalarının çoğunlukla erkek deneklere dayandığını ve bu nedenle ahlak anlayışında "kadın sesinin" eksik kaldığını savundu. Ona göre, ahlak sadece adalet, haklar ve kurallar (erkeksi bir bakış) üzerine değil, aynı zamanda ilişkiler, bağlantılar, sorumluluk ve şefkat (dişil bir bakış) üzerine de kuruluydu. İşte "Ahlak Sevgisi" olarak da adlandırılabilecek bu yaklaşım, Gilligan'ın teorisinin özünü oluşturur.

📚 Teorinin Temel Kavramları: "Farklı Bir Ses"

Gilligan'ın 1982'de yayımlanan “Farklı Bir Ses” (In a Different Voice) adlı kitabı, psikoloji literatüründe bir dönüm noktası oldu. Teorinin dayandığı iki temel ahlaki yönelim şunlardır:

  • 🏛️ Adalet Etiği (Erkek Yönelimi): Kohlberg'in teorisinde merkezde olan bu yaklaşım, bireyin hakları, kuralların evrenselliği, soyut ilkeler ve tarafsız adalet üzerine odaklanır. Mantık ve mantıksal çıkarım ön plandadır.
  • 🤝 Şefkat Etiği (Kadın Yönelimi): Gilligan'ın vurguladığı bu yaklaşım ise ilişkileri sürdürme, başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı olma, somut durumlarda sorumluluk alma ve zarar vermekten kaçınma üzerine kuruludur. Duygusal bağlantı ve empati ön plandadır.

Gilligan, bu iki yönelimin cinsiyete bağlı olmadığını, her iki cinsiyette de görülebileceğini, ancak toplumsallaşma süreçleri nedeniyle kadınlarda şefkat etiğinin daha belirgin olabileceğini öne sürdü.

🔄 Gilligan'ın Ahlak Gelişimi Aşamaları

Kohlberg gibi, Gilligan da ahlak gelişimini aşamalı olarak ele alır, ancak odak noktası ilişkilerdeki sorumluluktur. Üç ana aşamadan oluşur:

1. 🎯 Bireysel Hayatta Kalma (Öz-Çıkar)

Bu ilk aşamada birey, öncelikle kendi ihtiyaçlarına ve hayatta kalmasına odaklanır. Ahlaki kararlar "Bu benim için ne kadar faydalı?" sorusu etrafında şekillenir. Kişi, başkalarına bağımlı olmaktan korkar.

2. ❤️ İyilik Olarak Öz-Sorumluluk

Bu aşamada, geleneksel olarak kadınlara atfedilen "başkaları için fedakarlık" davranışı öne çıkar. Birey, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atarak başkalarının ihtiyaçlarını karşılamayı ahlaki bir görev olarak görür. İyi olmak, başkalarına bakmak ve onları memnun etmekle eşdeğerdir. Ancak bu, içsel bir çatışmaya yol açabilir.

3. ⚖️ Şiddetten Kaçınma İlkesi (Şefkat Etiğinin Olgunlaşması)

Gelişimin en üst aşamasında, birey hem kendisine hem de başkalarına karşı sorumluluğu dengelemeyi öğrenir. Artık "fedakarlık" mutlak bir erdem değildir. Şiddetten kaçınma (kendine ve başkasına zarar vermeme) temel ilke haline gelir. Kişi, ilişkilerde otantik bir bağlantı kurmanın, hem kendi hem de diğerinin ihtiyaçlarına saygı duymaktan geçtiğini anlar. Bu, gerçek bir şefkat ve sorumluluk etiğidir.

🎭 Ünlü "Heinz İkilemi"ne Farklı Bir Bakış

Kohlberg'in ünlü ahlak ikileminde, Heinz, kanserli eşi için pahalı ilacı çalmayı düşünür. Kohlberg'in puanlaması, çalma kararının ardındaki soyut ilkeye (yaşam hakkı) odaklanır. Gilligan ise bu hikayeyi dinleyen kadın deneklerin farklı bir yol izlediğini gözlemledi. Onlar, "İlacı çalmalı mı?" sorusuna takılmak yerine, "Eczacıyla konuşup bir anlaşmaya varılamaz mı?" veya "Aile ve arkadaşlardan borç alınamaz mı?" gibi, ilişkileri ve iletişimi merkeze alan üçüncü bir çözüm yolu aradılar. Gilligan'a göre bu, ahlaki düşüncenin eksikliği değil, farklılığıydı.

💡 Teorinin Önemi ve Eleştiriler

Gilligan'ın teorisi, psikoloji ve eğitim alanında önemli bir perspektif sunmuştur:

  • Çoğulculuğu Savunur: Tek bir "doğru" ahlak anlayışı olmadığını, farklı bakış açılarının var olduğunu gösterdi.
  • Cinsiyet Yanlılığını Ortaya Çıkardı: Bilimsel araştırmalarda cinsiyet temsiliyetinin önemini vurguladı.
  • Duygu ve İlişkilere Değer Kattı: Ahlak gelişiminde rasyonalitenin yanı sıra duyguların ve empatinin rolünü hatırlattı.

Ancak teori, ikili cinsiyet kategorilerini pekiştirdiği ve sonraki bazı araştırmalarda cinsiyetler arası ahlaki muhakeme farkının Gilligan'ın iddia ettiği kadar belirgin olmadığı yönünde eleştiriler de almıştır.

🌈 Sonuç: Bugünün Dünyasında Gilligan

Carol Gilligan'ın "Ahlak Sevgisi" yaklaşımı, günümüzde duygusal zeka, empatik iletişim, etik liderlik ve çatışma çözümü gibi kavramların önem kazanmasıyla yeniden değer buluyor. Sadece kadınların değil, tüm insanların ahlaki diline şefkati, bağlantıyı ve karşılıklı sorumluluğu dahil etmenin, daha insani ve sürdürülebilir bir toplum inşa etmede kritik olduğunu bize hatırlatıyor. Gilligan'ın sesi, ahlakı sadece bir yargılama sistemi olarak değil, bir ilişki ve sevgi pratiği olarak duymamız için hala güçlü bir şekilde yankılanıyor.

Yorumlar