Gökyüzünde beliren o renkli kemer, yüzyıllardır insanlığı büyülemiştir. Peki bu muhteşem doğa olayının arkasındaki bilim nedir? Gökkuşağı, ışığın su damlacıklarıyla girdiği fiziksel bir etkileşimin sonucudur. İşte bu büyülü şölenin adım adım oluşum hikayesi.
Gökkuşağının oluşması için üç temel element gereklidir: Güneş, yağmur damlaları ve gözlemcinin doğru konumu. Güneş'ten gelen beyaz ışık, aslında gökkuşağında gördüğümüz tüm renklerin bir karışımıdır.
Kırmızı ışık en az, mor ışık ise en fazla kırılır. Bu nedenle, dış kemerde her zaman kırmızı, iç kemerde ise mor renk görülür. Geleneksel olarak 7 renk saydığımız gökkuşağının sırası şöyledir:
Kırmızı ➜ Turuncu ➜ Sarı ➜ Yeşil ➜ Mavi ➜ Çivit ➜ Mor
Aslında renkler bir sürekliliktir ve birbirine geçiş yapar.
En sık gördüğümüz, renkleri canlı ve kırmızının dışta olduğu kuşaktır. Işık damlanın içinde bir kez yansır.
Birincil kuşağın dışında, daha soluk renklerle ve renk sırası ters olarak görülen kuşaktır. Burada ışık damlanın içinde iki kez yansır. İki yansıma nedeniyle renk sırası ters döner ve ışık daha fazla dağıldığı için renkler daha soluktur.
Sonuç olarak, gökkuşağı doğanın bize sunduğu basit ama büyüleyici bir fizik dersidir. Yağmurdan sonra güneş açtığında, gökyüzüne bakmayı unutmayın. Belki de sadece sizin görebileceğiniz o renkli kemer sizi bekliyordur.