Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları, Milli Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasının ardından büyük ölçüde çizilmiş olsa da, bir toprak parçası daha sonraki yıllarda, barışçıl ancak kararlı bir diplomatik mücadeleyle anavatana katıldı. Bu toprak, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış, stratejik önemi yüksek Hatay'dı. İşte Hatay'ın Türkiye'ye katılma sürecinin kısa ve öz tarihi.
I. Dünya Savaşı'nın ardından imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Osmanlı Devleti'nin yıkım süreci hızlandı. Antlaşmanın 7. maddesi uyarınca İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumda istedikleri stratejik noktaları işgal edebileceklerdi. Bu maddeye dayanarak Fransızlar, 1918 yılı sonlarında İskenderun'u, ardından Antakya ve diğer bölgeleri işgal etti. 1920'de imzalanan San Remo Konferansı kararları ve sonrasında Türkiye-Suriye sınırını çizen 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile bölge, Türkiye sınırları dışında kaldı ve Fransa'nın mandası altındaki Suriye'ye bırakıldı. Ancak bu antlaşmada, İskenderun Sancağı için özel bir yönetim statüsü (ayrı bir idare, Türkçenin resmi dil olması gibi) öngörülmüştü.
Mustafa Kemal Atatürk, Misak-ı Milli sınırları içinde gördüğü Hatay konusundaki kararlılığını "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz" sözüyle ifade etmişti. Türkiye, 1936'da Fransa'nın Suriye'den çekilme sürecine girmesi ve bölgenin statüsünün belirsizleşmesi üzerine harekete geçti. Konuyu Milletler Cemiyeti'ne taşıdı. Yapılan görüşmeler sonucunda, 1937'de Hatay Devleti için bir anayasa hazırlandı ve bağımsız bir devlet kuruldu. Bu, aslında Türkiye'ye katılmaya giden yolda kritik bir ara adımdı.
Hatay Devleti, 2 Eylül 1938'de kuruldu ve ilk cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen oldu. Devletin adı "Hatay" olarak belirlendi. Türk askeri, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bölgeye girdi. Nihai kararı halkın iradesi verecekti. 23 Haziran 1939'da Hatay Millet Meclisi olağanüstü toplantı yaparak Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı aldı. Bu karar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 7 Temmuz 1939'da onaylandı. 23 Temmuz 1939 tarihinde ise resmi törenlerle Hatay, bir Türk vilayeti olarak anavatana katıldı.
Hatay'ın anavatana katılma süreci, askeri bir çatışmaya girmeden, tamamen hukuki ve diplomatik kanalların ustalıkla kullanılmasıyla gerçekleştirilmiş eşsiz bir başarı hikayesidir. Bu süreç, Atatürk'ün önderliğinde Türkiye'nin uluslararası arenadaki saygınlığını ve inisiyatif alma gücünü göstermiştir. Bugün Hatay, Türkiye'nin en önemli kültür mozaiklerinden biri olarak, bu tarihi mirası üzerinde yaşatmaya devam etmektedir.