"House" kelimesi İngilizce'de temel anlamıyla "ev" demektir. Ancak, özellikle popüler kültürde bu basit anlamın çok ötesine geçerek, bir müzik türünü, bir yaşam tarzını ve hatta bir finansal enstrümanı ifade eden çok katmanlı bir terim haline gelmiştir. Gelin, bu kelimenin farklı bağlamlardaki anlamlarına birlikte göz atalım.
En yaygın kullanımlarından biri, 1980'lerin başında Chicago'da doğan bir elektronik dans müziği türüdür. İsmini, bu müziğin ilk çalındığı ve üretildiği mekan olan "The Warehouse" adlı kulüpten almıştır.
Deep House, Tech House, Progressive House gibi birçok alt türü bulunur ve dünya çapındaki tüm elektronik müzik festivallerinin ve kulüplerin temel taşıdır.
İngilizce konuşulan birçok ülkede (ABD, İngiltere, Avustralya vb.) "House", yasama organının alt veya üst kanadını ifade eder.
Bu bağlamda "house", halkı veya belirli bir sınıfı temsil eden kuruluş anlamına gelir.
Bu alanda "house", genellikle güvenilir ve köklü bir kurumu simgeler.
Biyolojide, özellikle genetikte, "housekeeping genes" (ev idaresi genleri) ifadesi kullanılır. Bu genler, bir organizmanın temel hayati fonksiyonlarının sürdürülmesi için sürekli olarak aktif olan genlerdir.
"House" kelimesi, kök anlamı olan "ev"in sağladığı güven, ait olma ve yapı hissinden yola çıkarak, birçok farklı alanda bir çatı, bir merkez veya bir kurum anlamını kazanmıştır. İster kulüpte çalan bir house parçası, isterse siyasi bir karar alan bir "house" olsun, terim her zaman bir topluluğu, bir sistemi veya bir akımın kaynağını işaret eder. Bu nedenle, bağlamı doğru anlamak, "house"un ne ifade ettiğini çözmenin anahtarını taşır.