İslam inancında peygamberler zincirinin önemli halkalarından biri olan Hz. İsa (a.s.), hem Hristiyanlık hem de İslam için merkezi bir figürdür. İslamiyet'e göre O, Allah'ın seçkin bir elçisi, mucizelerle desteklenmiş bir nebisidir. Bu yazıda, İslami kaynaklar ışığında Hz. İsa'nın hayatının önemli duraklarını ele alacağız.
Kur'an-ı Kerim, Hz. İsa'nın doğumunu benzersiz bir mucize olarak anlatır. Annesi Hz. Meryem, iffetli ve erdemli bir kadın olarak, Allah'ın "Ol!" emriyle, bir babası olmadan Hz. İsa'ya hamile kalır. Bu durum, Allah'ın kudretinin bir tezahürüdür. Doğduğunda bebek İsa, mucizevi bir şekilde konuşarak kendisini insanlara tanıtır ve annesini savunur.
Hz. İsa, İsrailoğulları'na gönderilmiştir. Temel mesajı tevhid, yani Allah'ın birliği inancıydı. Kendisine indirilen İncil'in aslı, Allah'tan gelen bir vahiy ve hidayet rehberiydi. İnsanları, Allah'a kulluk etmeye, ahlaklı bir yaşam sürmeye ve kibirli davranışlardan uzak durmaya çağırdı.
Kur'an-ı Kerim, Hz. İsa'ya Allah'ın izniyle verilen mucizelerden bahseder. Bu mucizeler, onun peygamberliğinin delilleriydi:
Önemli Not: İslam inancına göre tüm bu mucizeler, Hz. İsa'nın kendi gücünden değil, Allah'ın izni ve kudretiyle gerçekleşmiştir.
Hz. İsa, tevhid mesajını yaymaya çalışırken, İsrailoğulları'nın bir kısmından şiddetli bir muhalefet ve inkarla karşılaştı. Onu öldürmek için planlar kurdular. İslami inanışa göre, Allah, Hz. İsa'yı bu komplodan korumuş ve onu kendisine (semaya) yükseltmiştir.
Kur'an'da belirtildiği üzere, onlar Hz. İsa'yı öldüremediler, asıp da çarmıha gereemediler. Sadece onlara benzetme (şübhe) yapıldı. Bu, İslam ve Hristiyanlık arasındaki en temel inanç farklılıklarından biridir.
İslami eskatolojide (ahiret inancında) Hz. İsa'nın yeri büyüktür. Hadis-i şeriflere göre, kıyamet öncesinde Mehdi zuhur ettikten sonra, Hz. İsa yeryüzüne inecektir. Görevi:
Bu dönüş, onun ölmediğinin ve Allah katında diri olduğunun en büyük delili olarak kabul edilir.
Hz. İsa (a.s.), İslam inancında saygıyla anılan, mucizelerle desteklenmiş büyük bir peygamberdir. Onun hayat hikayesi, Allah'ın kudretine, peygamberlere duyulan saygıya ve nihai adaletin tecelli edeceğine dair derin bir iman dersi sunar. Hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar için ortak bir saygı ve sevgi noktası olan bu mübarek şahsiyet, farklı inançlar arasında diyalog ve anlayış köprüsü kurmada önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.