Kur'an-ı Kerim'de bir sureye adını veren ve "kıssaların en güzeli" olarak nitelendirilen Hz. Yusuf'un hayat hikayesi, insan psikolojisi, sabır, affedicilik ve ilahi takdir gibi birçok derin konuyu barındırır. Bu kıssa, 10. sınıf müfredatında da yer alan önemli bir dini konudur.
Hz. Yusuf, Hz. Yakub'un on iki oğlundan biridir. Rüyaları yorumlama yeteneği ve olağanüstü güzelliği ile öne çıkar. Kıssa, temel olarak şu olaylar etrafında şekillenir:
Hz. Yusuf, başına gelen her musibete (kuyu, kölelik, iftira, hapis) sabırla göğüs germiş ve her zaman Allah'a tevekkül etmiştir. Bu, müminler için en büyük örneklerden biridir.
Züleyha'nın teklifine "Allah'a sığınırım" diyerek karşı koyması, onun nefsine hakim oluşunun ve Allah korkusunun bir göstergesidir. "Yusuf gibi güzel" benzetmesi buradan gelir.
Kendisine büyük kötülük yapan kardeşlerini bağışlaması ve onlara iyilikle davranması, affediciliğin en üst mertebesidir. Ayrıca babasına duyduğu saygı ve sevgi de önemli bir vurgudur.
Görünüşte kötü olan her olay (kuyuya atılması gibi), aslında onu Mısır'ın yöneticisi olmaya götüren bir basamak olmuştur. Bu, "Her işin sonu Allah'a varır" ve "Belki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlıdır" ayetlerinin somut bir tezahürüdür.
Hz. Yusuf kıssası, Kur'an-ı Kerim'in 12. suresi olan Yusuf Suresi'nde anlatılır. Sure, başından sonuna kadar tek bir konuyu, diğer surelerden farklı olarak bir bütün halinde ve edebi bir üslupla ele alır. Bu yönüyle Kur'an'da benzersiz bir yere sahiptir.
Sonuç olarak, Hz. Yusuf kıssası sadece geçmişte yaşanmış bir hikaye değil; insan hayatında karşılaşılabilecek kıskançlık, zorluk, sınav, sabır, başarı ve affedicilik gibi temaları işleyen, her dönem için geçerli ve öğretici bir rehberdir.