İbraniler, antik Yakın Doğu'da ortaya çıkan ve günümüzdeki Yahudiliğin ve İsrail halkının ataları olarak kabul edilen bir topluluktur. Tarihleri, dini inançları ve kültürel mirasları, dünya medeniyeti üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakmıştır.
İbranilerin kökenleri, Mezopotamya'da yaşayan ve İbrahim peygamberin soyundan geldiğine inanılan göçebe topluluklara dayanır. Tevrat'a göre, İbrahim, Tanrı'nın emriyle Harran'dan Kenan diyarına göç etmiştir. Bu göç, İbrani tarihinin başlangıcı olarak kabul edilir.
İbraniler, Kenan diyarında uzun süre yaşadıktan sonra kıtlık nedeniyle Mısır'a göç etmişlerdir. Ancak zamanla Mısır'da köleleştirilmişler ve büyük zulümlere maruz kalmışlardır. Musa peygamber önderliğinde Mısır'dan çıkışları, İbrani tarihinin en önemli olaylarından biridir.
Mısır'dan çıktıktan sonra İbraniler, Kenan diyarına geri dönmüş ve burada İsrail Krallığı'nı kurmuşlardır. Davut ve Süleyman peygamberler döneminde krallık, en parlak dönemini yaşamıştır. Ancak Süleyman'ın ölümünden sonra krallık, İsrail ve Yehuda olmak üzere ikiye bölünmüştür.
Bölünmüş krallıklar, Asur ve Babil imparatorlukları tarafından fethedilmiş ve İbraniler sürgüne gönderilmiştir. Bu sürgünler, İbrani tarihinin en acı dönemlerinden biridir. Sürgünden sonra bazı İbraniler geri dönmüş ve ikinci tapınağı inşa etmişlerdir. Ancak Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altında da zor zamanlar geçirmişler ve MS 70 yılında tapınak yıkılmıştır. Bu olay, İbranilerin diaspora (dağılma) dönemini başlatmıştır.
İbranilerin kültürü ve dini, tek tanrıcılığa dayanan Yahudiliğin temelini oluşturur. Tevrat, İbrani kutsal kitabıdır ve Tanrı ile İbraniler arasındaki antlaşmayı anlatır. İbraniler, ahlaki değerlere, adalete ve sosyal sorumluluğa büyük önem verirler. Kültürleri, dil, edebiyat, müzik ve sanat gibi çeşitli alanlarda zengin bir mirasa sahiptir.