Dünya'nın iç yapısı, dıştan içe doğru kabuk, manto, dış çekirdek ve iç çekirdek olmak üzere katmanlardan oluşur. İç çekirdek, gezegenimizin en merkezindeki bölgedir.
Bilimsel konsensüs, Dünya'nın iç çekirdeğinin katı bir yapıda olduğu yönündedir. Bu katı yapı, temel olarak demir ve nikel alaşımından (bu nedenle bazen NIFE olarak da anılır) oluşur.
Bu, en sık sorulan sorulardan biridir. İç çekirdeğin sıcaklığı yaklaşık 5,700 °C gibi Güneş'in yüzey sıcaklığına yakın bir değerdir. Normalde bu kadar yüksek sıcaklıkta metaller erimiş halde, yani sıvı olmalıdır. Ancak iç çekirdekteki katı hal, sıcaklıktan daha baskın olan bir başka faktör sayesinde mümkün olur: muazzam basınç.
İç çekirdek, üzerindeki gezegenin geri kalanının ağırlığı tarafından oluşturulan inanılmaz bir basınca maruz kalır. Bu basınç, dış çekirdekteki sıvı halden çok daha yüksektir ve demir-nikel alaşımının erime noktasını öyle yükseltir ki, malzeme bu aşırı koşullar altında katı halde kalmayı başarır.
Basitleştirirsek:
İç çekirdekte, yüksek basıncın etkisi, yüksek sıcaklığın etkisinden daha güçlüdür ve sonuç olarak iç çekirdek katıdır.
Hiç kimse iç çekirdeğe doğrudan ulaşamamıştır. En derin sondajlar bile Dünya'nın kabuğunu delebilmiştir. İç çekirdeğin katı olduğu bilgisi, sismoloji (deprem bilimi) sayesinde elde edilmiştir.
Depremlerden veya büyük patlamalardan yayılan sismik dalgalar (P dalgaları ve S dalgaları) Dünya'nın içinden geçerken, farklı katmanlarda hızları değişir ve yansırlar. Bilim insanları, bu dalgaların davranışını inceleyerek Dünya'nın iç yapısını bir nevi "tomografisini" çıkarırlar.
Yapılan gözlemlerde, dış çekirdekten (sıvı) geçemeyen S dalgalarının, iç çekirdeğin olduğu bölgede belirli bir davranış sergilediği ve P dalgalarının da iç çekirdekte hızlandığı tespit edilmiştir. Bu durum, iç çekirdeğin katı bir yapıya sahip olduğunun en güçlü kanıtıdır.