1950'lerin ortalarında Türk şiirinde ortaya çıkan İkinci Yeni, geleneksel şiir anlayışına bir başkaldırı niteliği taşır. Garip Akımı'nın sade ve gündelik diline tepki olarak doğan bu akım, şiiri anlamdan çok sese, imgeye ve çağrışıma dayandırmıştır.
Akımın en önemli temsilcilerinden olan Süreya, şiirlerinde yoğun imgeler, ironi ve lirizmle dikkat çeker. Üvercinka, Göçebe ve Beni Öp Sonra Doğur Beni en bilinen eserlerindendir.
Sert, kapalı ve politik tonuyla İkinci Yeni'nin "sakıncalı" şairi olarak anılır. Bakışsız Bir Kedi Kara ve Ortodoksluklar kitaplarıyla tanınır.
Şiirlerinde varoluşsal sıkıntıları, aşkı ve yalnızlığı işleyen Uyar, Dünyanın En Güzel Arabistanı ve Tütünler Islak gibi eserleriyle akımın özgün seslerinden biri olmuştur.
Şiirde sürekli bir arayış içinde olan Berk, İkinci Yeni'nin en deneysel isimlerindendir. Galile Denizi ve İstanbul kitapları önemli eserleri arasındadır.
Şiiri bir resim gibi kurgulayan Cansever, Yerçekimli Karanfil ile büyük ün kazanmıştır. "Kapalıçarşı" ve "Mendilimdeki Sesler" diğer önemli şiirleridir.
Şiirlerinde hüzün ve mizahı bir arada kullanan Tamer, İçime Çektiğim Hava Değil Beyim ve Virgülün Başından Geçenler gibi kitaplarıyla tanınır.
İkinci Yeni, Türk şiirinde bir dönüm noktası olmuş, şiirin ne anlattığından çok nasıl anlattığı üzerine odaklanmıştır. Bu akım, şiirimizdeki özgürleşme hareketinin en radikal örneklerini vermiştir.