Bu soru, coğrafi bir gerçekten çok daha fazlasını, uluslararası diplomasinin, tarihin ve siyasetin kesiştiği karmaşık bir konuyu işaret ediyor. Cevap, kime ve hangi perspektife sorduğunuza göre değişiklik gösterebilir. İşte bu tartışmalı başkent meselesinin detayları.
İsrail devleti, 14 Mayıs 1948'de bağımsızlığını ilan etti. 1949'da, Batı Kudüs'ü başkent ilan etti ve tüm devlet kurumlarını buraya taşıdı. 1967 Altı Gün Savaşı'ndan sonra Doğu Kudüs'ü de işgal ederek kentin tamamı üzerinde egemenlik iddia etmeye başladı. 1980'de çıkarılan "Temel Yasa: Kudüs, İsrail'in Başkenti" kanunu ile bu durum yasalaştı.
Bugün İsrail'in fiili (de facto) başkenti Kudüs'tür.
Ancak, Tel Aviv ülkenin ekonomik ve kültürel kalbi olmaya devam etmektedir. Birçok büyükelçilik ve uluslararası iş merkezi burada konumlanmıştır.
Burada durum karmaşıklaşır. Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in Kudüs üzerindeki egemenliğini tanımamakta ve şehrin nihai statüsünün İsrailliler ve Filistinliler arasında yapılacak müzakerelerle belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır.
"İsrail'in başkenti neresidir?" sorusunun yalnızca bir coğrafya sorusu olmadığını anlamak önemlidir. Bu, tarihi iddialar, ulusal kimlikler, uluslararası hukuk ve siyasi tercihlerle örülü, son derece hassas bir konudur. İsrail için yanıt nettir: Kudüs. Ancak, barışçıl ve kalıcı bir çözüme ulaşılana kadar, dünyanın geri kalanı için bu sorunun yanıtı, siyasi duruşa göre şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor.